Yazar Kaya, ilk olarak Pavlos’un doğduğu yer ve şartlar hakkında bilgiler aktararak şunları söyledi;

“Üçüncü yüzyılın başlarında Samsatlı fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Pavlos, Hıristiyan aleminin en büyük teolog (din alim’i) ve mezhep kurucularından birisidir. Pavlos ilk dini eğitimini Samsat'ta ve Perre'deki (Pirin) okullarda yaptı. Pavlos’un çok zeki ve yetenekli bir genç olduğunu gören yörenin din adamları onu dönemin en önemli dini eğitim kurumu olan Antakya Teoloji (ilahiyat) okuluna gönderdiler. Pavlos buradaki parlak öğrenim hayatından sonra din adamı ve teolog olarak çeşitli kiliselerde teolojik (ilahiyat) çalışmalarına devam etti.”

-Antakya Valiliğine Atandı

Pavlos’un ününün gün geçtikçe arttığına değinen Kaya, bu sürecin Antakya Valisi olmasına vesile olduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı; “Ünü hızla yayılan Samsatlı Pavlos nihayet M.S. 260'ta o çağın en önemli Hıristiyan makamı olan Antakya Patrikliğine seçildi. O dönemdeki Antakya Patrikliği, Roma, Kudüs ve İskenderiye patrikliklerinden önemce önde bulunuyordu Henüz Hıristiyanlığın Roma İmparatorluğu tarafından legal (resmen) kabul edilmediği zor bir dönemde on iki yıl boyunca M.S. 260'tan M.S. 272 yılına kadar Antakya patrikliğinde kaldı. Kendisini çok seven Antakya halkı bizi putperestlikten kurtaran babamız diye kendisine iltifat ediyordu. Hatta halk tarafından o kadar çok sevildi ki; Roma imparatorluğu adına Suriye eyaletini otonom olarak yöneten Palmiyra (Tedmur) kraliçesi Zennuba onu patrikliğinin yanında aynı zamanda idari ve siyasi bir makam olan Antakya valiliğine atadı. Antakya Patriği Samsatlı Pavlos’un asıl önemi; onun erken Hıristiyanlık döneminde, Hıristiyan şeriatını ve Hıristiyan âlemini derinden etkilemiş olmasıdır. Pavlos o dönemde üzerinde hararetli kristolojik tartışmalar olalı Hz. İsa'nın uluhiyeti ve Trinite (Teslis) konusunda şimdiki İslami görüşe çok yakın savlar ileri sürüyordu. Baba, oğul ve ruhulkuddüs üçlemesini reddeden Pavlos Hz. İsa'yı tam bir insan olarak vasfediyordu. Hz. İsa'yı Allah'ın oğlu değil, Hz. Meryem'den Allah'ın emri ile mucizeyi bir şekilde doğan tam bir insan ve Allah'ın peygamberi olarak görüyordu. Haç'a, İkona’lara (dinsel resimler) ibadeti yasaklayan Pavlos, sünnet ve domuz eti yeme konusunda da Eski Ahit'teki (Tevrat) dini prensiplere yaklaşıyordu.”

Kaya son olarak günümüzde Pavlos’un Hristiyanlıkta birçok mezhebe etkisi olduğunu vurgulayarak “Samsat'lı Pavlos'un ardıllarına Pavlusiyenler, Pavlikenler, Bogomiller veya Katareler ismi ile tarihte rastlıyoruz. Samsatlı Pavlos’un Hıristiyanlık âlemindeki etkileri günümüze kadar devam etmiştir. Pavlisyen fikirler ikonoklast (resim kırma) hareketini etkilediği gibi büyük Hıristiyan din adamı ve şehit (rnartir) Samsatlı Lukianos'u (1), Nikomedya (İzmit) piskoposu Samsatlı Eusibus’u İskenderiye patriği Arius'u ve M.S. 428'de İstanbul patriği olan Nastoryus'u derinden etkilemiştir. Tarihte bu dini akım Anadolu da Paylisyenler, Bulgaristan ve Bosnada Bogomiller, Italya'de ise Katareler olarak geçer. Hatta günümüzdeki Nasturi, Protestan ve Anglikan Hıristiyan mezhepleri üzerinde de etkileri olmuştur.” dedi