Din, bilgiye dayanmayan bilakis malumata ve kulaktan duyma menkibe ve hikayeler şeklinde öğrenilen bu ülkenin gerçeğidir.

İyi bilipte tanımadıkları ancak duyguları ile iman eden insanlar bu durumda gayet doğal olarakta Allah'ı birinci sıraya alamadiklarida işin sonucudur.

Sahih ve yanlış hadis rivayetleri kur'an ayetlerinde daha önde bilinip ve ona göre fikir geliştiriyor halk dindarlığıda.

Tabi bu zihin ve kafa arızalı bir kafadır.
Böyle bir kafa ile doğru tercihler yapabilmek asla mümkün değildir.
Bu kafa ile insan kendi celladına bile aşık olabilir.
Mevcut statükoyu bu kafalar ayakta tutmaktalar.

Bu durumun toplumda ki yansımaları genelde şu şekilde yürüyor.

Zihin analizi;

-Geleneğe bağlı atalar gibi dindarlık sürdürülüyor...
-İndirilmiş din diyenlerin peygamber örnekliği iptal.
-Parçacı dine yaklaşan anlayışta olanlar.
-Sığ mealci okumalar peşinde olanlar.
-Tasavvuf ve tarikat örğütlerde bulunanlar.
-Diyanet ve camilerde oluşan dindarlık...vs

Bütün bu sebebler ve kurumlar unların insanı doğruya ve hakikate ulaşatırmıyorlar.

Misal;

-Hidayete ulaştırmıyor.
-Vahiyle buluşturmuyor.
-Peygamberi rol modeli aldırmıyor.
-Kitaba yöneltmiyorlar.
-Hikmet bilgisi kazandırmiyorlar.
-Tevhidi ve Şirki öğretmiyorlar.

Peki şimdi kim din düşmanıdır ?
Kūresel gücler, Trump, Putin, ingilizler veya israil mi ?
Yoksa içimizdeki "gri" renkte olan ham ve saptırıcı olanlar mı ?

Önce kendi bünyemizdeki kanserle mücadele edebilmemiz daha doğru olur kanaatindeyim.

Yoksa tahta kılıçlarımızla uzaktaki düşmanlarla dövüşmek bize bir sey kazandırmaz..