Dünyayı kasıp kavuran bir pandemi sürecinden geçiyoruz.

Bana birşey olmaz diyoruz, maskeyi takmıyoruz.

Şimdi deseler ki limon koronaya karşı yüzde 60 etkili herkes limon alır ama yüzde 95 etkili olan maskeyi neden takmıyoruz.

Bu korona sürecinde maske takmak karşıya gösterilen saygıdır. Virüsü insanlar en sevdiklerine bulaştırıyor. Çünkü bu süreçte insanlar birbirleri ile ilişkilerini kesti ancak herkes annesinin babasının kardeşinin yanına gidiyor. Onlara bulaştırıyoruz.

Yaşlı annemiz, babamız evde kalıyor hasta olmamak için biz maske takmadan sosyal mesafeyi korumadan evin dışına çıktığımızda sevdiklerimize bulaştırabiliriz. Türk toplumu olarak bizler sıcak kanlıyız sosyal kişileriz.

Almanya’da bir koronavirüs olan iki kişiye bulaştırırken bizler 16 kişiye bulaştırıyoruz.

Korona süreci elbette bitecektir. Virüsü bir pinpon topuna benzetirsek bir duvara çarpacak sonra başka duvara çarpacak ve duracaktır.

Belirsizlik insanın kaygısını arttırır. Acaba ben hasta olacak mıyım çocuğum hasta olacak mı diye düşürsek bu da bizim kaygımızı arttırır, bizi strese sokar. Strese girince bağışıklık sistemimiz çöker. Bağışıklık sistemi çökünce koronaya yakalanma riski artar.

Koronadan karı kocalar evde olunca çatışmalar başladı. Çünkü uzun süre birbirini görmeyen insanlar görmeye başladı. Bu çatışmayı şu örnekle anlatırsam  çatışma sebebi daha çok belli olur. Bir koltukta otuz dakika oturursak bizi rahatsız etmez ama dört saat oturursak koltuğun telleri batmaya başlar. 

Karı kocaların bu süreçte hep yan yana olmaları birbirinin gözüne batar  ve çatışmalar başlar. Bu süreç öyle bir süreçki annemiz, babamız hasta olsa yanına gidemesiniz, göremesiniz vefat etse yanında olamazsınız onun için maske, mesafe ve hijyene dikkat edelim. 

PSİKOLOG ÇETİN ÖZTÜRK 
İnstagram: psikologcetinozturk