''Anladığı dilde Kur'an okuduğunu sananlar,onların anlamadığı dildeki Kur'andan kendi fikir ve ideallerine göre anladıklarını yazanların yazdıkları mealleri okudukları için İslam'dan farklı birer din edinmişlerdir.

Oysa o anlamadıkları dilden Kur'an okuyan ehli sünnet Müslümanlar ise sadece Kur'an değil hem meal,hem tefsir hem fıkıh okuyup,sahabenin hayatını,Muhammed as ın hayatını okuyup onları kendilerine örnek aldıkları için onlar Kur'an'ı daha iyi anlayıp İslam'ı müslümanca yaşamaktadırlar.''

Yukarıda ki ifade aklını kiraya vermiş, kendi iradesi ve aklını kullanmaktan aciz, kendi olamamış, dini kendinden yüzyıllar önce yaşamış birilerinin öğretilerine göre ezbere yaşayan, Kur'an ı okuyup anlamak üzerine kurulu ilahi emre uymayan, gelenek dinini özümsemiş, robotik söylemleri kendine şiar edinmiş, başkalarının yani Atalarının dinini gerçek din zanneden, Kur'an dan kopuk, Tevhidden uzak, gizli şirke götürebilecek zihniyete uygun bir din anlayışı mensubunun tipik bir ifadesinden bir örnek.

Hem anlamadıkları dilde yazılı olan yani arapça Kur'an ı anlayabilmek adına kendi dilinden okuyup, anlayıp, ilahi mesajı algılayan ve Allah'ın muradı olan Kur'an dan doğru anlamlar/sonuçlar  çıkarmaya yani ''Hikmete'' ulaşmaya çalışan insanları eleştireceksin,

diğer taraftan sırf kendi görüşünü, bağlı olduğu dini düşünce ve zihniyeti savunabilmek için ; 

anlamadığı dilden olan Kur'an ı okuyan ''ehl-i sünnet'' müslümanlar, 
sadece Kur'an ı ''anlamadan'' okumakla kalmamışlar, 
birilerinin yaptığı ''meali'' okumuşlar, 
yetmemiş birilerinin kendi yorumu olan ''tefsirini'' okumuşlar, yetmemiş yine birilerinin tamamen kendi görüşlerine dayalı yorumu olan ''fıkıh'' okumuşlar, 
yetmemiş birilerinin yazdığı Nebi'miz ile ilgili doğruluğu kesin olmayan ''tarihi bilgiler'' içeren kaynakları okumuşlar
 ve böylece ''KUR'AN I DAHA İYİ ANLAMIŞ'' ve İslam'ı müslümanca yaşamışlar diyeceksin.!! 

 Şu kafa yapısına, düşünce tarzına ve akıl yürütmeye bakınca; bu insanların neden din konusunda bile kendi başlarına öğrenemeyen, araştırırp-sorgulayarak hareket edemeyen, aklını kullanamayan, birilerinin güdülmesine ihtiyaç duyan, geçmişten gelen ve adeta donup kalmış, 
hiçbir yeni yorum ve bilgi eklenemeyen, sabitlenmiş dini öğretilerle dinlerini yaşadıklarını daha iyi anlayabiliyoruz.

 Yüce Allah ilahi kelamı Kur'an da bir çok ayette aklını kullanmaya vurgu yaptığı halde maalesef bu zihniyetteki insanlar aklını ve iradesini kullanamadan, ''Gelenekçi/Uydurulmuş/Atalar din zihniyetinin'' bozulmuş, tahrif edilmiş, uydurma bilgilerle ''ikicilik'' anlayışının hakim kılındığı ve insanı şirke götürebilecek öğretileri içeren bu uydurma dini yaşamaya devam etmektedirler.

 '' Allah akıllarını kullanmayanları pisliğe mahkum eder.''
( Yusuf / 100 )