HABER: METİN HARIKÇI

Saygı ve İstiklam marşının okunmasının ardından açılış konuşmasını yapan TÜRKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler; “Yerli ve millî tohumluk (tohum, fide, fidan, süs bitkileri) üretimimizin, ihtiyacımızı karşılama oranı, stratejik ürünlerde %100’ün üzerinde, diğer ürünlerde ise %100’e çok yakındır. Geçtiğimiz yıl 1 milyon 400 bin tona yakın sertifikalı tohumluk, 137 milyon adet meyve fidanı, 2 milyon adet asma fidanı, 6 milyar adet sebze fidesi, 91 milyon adet çilek fidesi ve 2 milyar adet süs bitkisi ürettik. Son 10 yılda sertifikalı tohum üretiminde %100, fidan üretiminde %300, fide üretiminde %95, süs bitkileri üretiminde son % 75 artıştan söz ediyoruz.

Tohumculuk sektörü 2018 yılından itibaren dış ticaret fazlası veren, toplamda ihracatın ithalatı karşılama oranı 2022 yılı sonu itibarıyla tohumda %137, tüm tohumculuk alanına baktığımızda yani fidan ve süs bitkilerini de eklediğimizde %173 olan bir sektör konumuna gelmiştir. Bugün 121 ülkeye tohum ihracatı yapıyoruz, fidan ve süs bitkilerini eklediğimizde ülke sayısı 132’ye çıkıyor. Bu ülkelerin içinde tohumculukta dünya lideri olan ABD, dünya ikincisi olan Çin, 3.sü olan Fransa da var. İhracat yapmadığımız Avrupa ülkesi yok. Tüm bunları nüfusu artan, pandemi ve savaşlarla boğuşan, değişen ticaret kurallarıyla yeniden dizayn edilen bir dünyada başardık. Ayrıca bildiğiniz gibi küresel ısınma ve kuraklığın olumsuz etkileri tohumculuk sektöründe dayanıklılık, verimlilik ve kalite arayışını da her geçen gün daha fazla önemli hale getiriyor.” Dedi.

Tohumculukta yeni teknolojiler ile değişen iklim koşulları dikkate alınarak yapılacak ıslah çalışmaları ve sürdürülebilirliğin sağlanması gıda güvenliği açısından eskisinden çok daha büyük önem taşıdığını ve tohumculuğun daha iyi yerlere gelmesi için bazı talepleriniin olduğunu dile getiren başkan Güler; “Tohumculuk Kanunu’nun yürürlüğe girdiği günden bugüne geçen 17 yıllık süre içinde, değişmesi gereken konularla ilgili önemli bir veri birikimi oluşmuştur. Ayrıca değişen uluslararası mevzuata da uyum sağlamak zorunludur.  Kanundaki ve ikincil mevzuatlardaki güncellenmelerin bir an önce yapılması sektörün en önemli talebidir. Tohumculuk sektörünün en önemli ihtiyacı, bitki ıslahı ve çeşit geliştirmedir. Ancak bu faaliyet önemli olduğu kadar da zor, büyük yatırım gerektiren ve uzun zaman alan bir faaliyettir. Bu nedenle öncelikle çeşit geliştirme çalışmaları olmak üzere AR-GE faaliyetlerine ayrılan kaynaklar arttırılmalıdır. Tarımsal Destekleme Bütçesi içinde giderek azalan tohumculuk destekleri oranı artmalıdır. Sertifikalı tohum kullanım destekleri, tohumluk satış fiyatları ve artan girdi maliyetlerine uygun olarak düzenlenmeli, destekler zamanında açıklanmalı ve ödenmelidir. Tohumculuk desteklemeleri TÜRKTOB ve Alt Birlikleri kanalıyla ödenmelidir.

Döner sermaye ücretleri makul seviyelere çekilmelidir. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince tarımsal üretime dair düşük faizli veya sıfır faizli yatırım ve işletme kredisi’nin kullanımının kolaylaştırılması, limitlerin artması ve vadelerin uzatılması sektörümüz için çok gereklidir. İhracat artışının devamı için ihracatın öncelikli hale gelmesi sağlanmalı, mevzuat değişiklikleri yapılmalı, destek ve kredi imkanları geliştirilmelidir. Ayrıca yurt dışında çeşit tescili işlemleri kolaylaştırılmalı, potansiyel pazarlara giriş olanakları arttırılmalı, sertifika ve karantina uygulamaları iyileştirilmeli, ISTA sertifikası ile ihracat tekrar başlamalıdır. Tohumculuk sektörünün en kolay ulaşabileceği dış pazar olan Türk cumhuriyetlerinde tohumculuğun geliştirilmesi ve ticaretin artması için kısa adı ECOSA olan Ekonomik İşbirliği Ülkeleri Tohumcular Birliği’nin devletimizin maddi ve manevi desteğine ihtiyacı vardır. İşletmelerimiz KOBİ kapsamına alınmalı, böylelikle KOSGEB desteklerinden yararlanmaları sağlanmalıdır. Enerji maliyetlerinin azalması için sektörün desteğe ihtiyacı vardır. Sertifikalı tohum yetiştiriciliği ciddi bir bilgiye sahip olmayı gerektiren bir iştir. Bu nedenle tohum yetiştiricileri ayrıca desteklenmelidir.  Biz TÜRKTOB ve tohumculuk sektörü olarak kendimizi yeni yüzyılında da ülkemizin yedi düvele karşı verdiği mücadelenin en önemli neferlerinden biri olarak görüyor ve bu bilinçle hareket ediyoruz. İlginiz, desteğiniz, teşrifleriniz için çok teşekkür ediyor, Yeni Yüzyılında Türkiye Tohumculuk Zirve’mizin Türkiye’mize hayırlı olmasını diliyorum.” Dedi.

“TOHUMCULUK SEKTÖRÜMÜZ BİZİM İÇİN BAŞ TACIDIR”

Konuşmasına Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın selamlarını ileterek başlayan Tarım ve Orman Bakan Yardımcası Prof. Dr. Ahmet Gümen; “ Dünyada her şeyin bir başlangıcı vardır. Her şeyin başlangıcı da, bir tohumla başlar. Tohum geçmişten geleceğe bizim en önemli serüvenimizdir. Bu serüvende bize eşlik eden tohumculuk sektör paydaşları yani sizler ile bugün Antalya’da Yeni Yüzyılda Türkiye Tohumculuk Zirvesi’nde beraberiz. Türkiye Yüzyılında, ülkemiz bitkisel üretimine yapacağımız en önemli altyapı yatırımının tohumculuk sektörüne olduğuna canı gönülden inanıyoruz. Bu nedenle tohumculuk sektörümüz bizim için baş tacıdır. Bu vesileyle, birbirinden değerli konukların katıldığı; tohumculuğa yönelik gelecek vizyonunun paylaşılacağı Zirve’nin, sektörümüz için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.” Dedi.

“TOHUMCULUK SEKTÖRÜMÜZE YÖNELİK POLİTİKALARI HEP ÖN PLANDA TUTUYORUZ”

Dünyanın son dönemde farklı bir yöne doğru evrilmeye başladığını dile getiren Gümen; “Bu değişimi tetikleyen unsurlar ise başta Küresel ısınma ve iklim değişikliği olmak üzere, salgın hastalıklar, göçler, jeopolitik gerginlikler, ülkeler arası savaşlar ve doğal afetlerdir. Birde bu risklere nüfus artışı eklendiğinde sorun ve sıkıntıların boyutları daha da derinleşmektedir. Bu nedenle artık ülkeler tarımsal üretimde, savunma sanayisinde olduğu gibi korumacı bir yapıya büründü. Bakanlık olarak tarımsal üretimimizin geleceğini korumak için, tohumculuk sektörümüze yönelik politikaları hep ön planda tutuyoruz. Son 21 yılda mevzuat çalışmaları başta olmak üzere, sektörün ulusal ve uluslararası kulvarlarda rekabet gücünü arttırmak için önemli çalışmalar yürüttük ve yürütmeye de devam ediyoruz. Sektörün gelişimi ve entegrasyonunu sağlamak için önemli miktarda destek ve hibe verdik ve vermeye devam ediyoruz. Bakanlık olarak sektöre; desteklerden hibelere, düşük faizli krediden yatırım projelerine kadar 10’dan fazla kalemde destek sağlıyoruz. Bu yaptığımız desteklemeler ve çalışmalar ile yurtiçinde tohumun yetersiz olduğu türlerde, tohum üretimini arttırdık. Verim ve kalite bakımından en gelişmiş standartları yakalamak için mesai harcadık. Verdiğimiz bu emeklerin ayesinde bugün ülkemizde bitkisel üretimde kullanilan tohumların %97’si yurt içinde üretilmektedir.” Şeklinde konuştu.

“GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN YOLU GÜÇLÜ TARIMSAL ÜRETİMDEN GEÇİYOR”

Küresel iklim değişikliğinin etkilerini her geçen gün hissettiğimiz bir dönemde olduğunu belihten Gümen konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Bu manada, Ülkemiz iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer almaktadır. Bu durumdan hiç şüphesiz en çok etkilenecek sektörlerin başında da tarım sektörü gelmektedir. Bizde iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan ve yaşanacak olumsuz çevre koşullarında dahi yetiştirilmeye uygun ıslah programları yapıyoruz. Geliştirdiğimiz bu çeşitlerinde meyvesini aldık ve almaya da devam ediyoruz. Örneğin yerli ve milli ayçiçeği tohumu kullanan üreticilerimiz Trakya’da kuraklıktan çok fazla etkilenmedi. 2023 yılı tarımsal alanda devrimler gerçekleştirdiğimiz bir yıl olarak tarihteki yerini almıştır. Bunlar; Tarımsal üretimin planlanması, Sözleşmeli üretim, ÇKS’ye çeşitli nedenlerle kaydedilmeyen arazileri kayıt altına alınması ve Ekilmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması olarak sıralanabilir. Tabi bu yaptığımız çalışmalar ile sertifikalı tohuma daha çok ihtiyaç duyulacağı açıktır. Bu yönde sizlerin gerekli çalışmaları yaparak, üreticimizin ihtiyaçlarını karşılayacak alt yapıyı sağlamanız büyük önem taşıyor. Sektörün dünyadaki gelişmelere uyumlu olarak büyümesi, rekabet gücünü artırması gerekmekte. Tarımsal üretimi etkileyen zorluklara karşı kararlılıkla mücadele etmeli ve sektörümüzü geleceğe taşıyacak adımları birlikte atmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılını Türkiye Yüzyılı yapmak gibi önemli bir hedefimiz var. Güçlü Türkiye’nin yolu güçlü tarımsal üretimden geçiyor. Bu nedenle; öncelikle, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine daha fazla yatırım yaparak, kaliteli ve dayanıklı tohumların üretimini artırmalıyız. Ayrıca, çiftçilerimizin eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi de sektörümüzün gelişimine büyük katkı sağlayacaktır. Bu toplantıda, sektörümüzün geleceği için stratejik adımlar belirleyerek, sektörümüzü daha rekabetçi hale getirecek projeleri hayata geçirmek amacındayız. Tohumculuk sektörü olarak birlikte hareket ederek, sektörümüzü daha güçlü ve rekabetçi bir konuma getireceğimize inanıyorum. Katılımınız için teşekkür ediyorum. Başarılı ve verimli bir Zirve geçirmemizi diliyorum.”

Konuşmaların ardından TÜRKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen’e plaket taktim etti.