Mustafa Er kalsın, kim giderse gitsin!

Bursaspor, ezberleri bozan şampiyonluğunun ardından bir türlü dikiş tutturamıyor.

Her yıl müzeye yeni kupalar koymak şöyle dursun, kötü gidişin önüne bir türlü geçemiyor.

Geçtiğimiz sene Trabzonspor'dan alınan 3 puanla lige tutunan Timsah'ın yönetimi, cicili bicili sözlerle bu sene için umut saçtı, merhaba dedi.

Peki değişen bir şey oldu mu?

Hayır.

Yeşil beyazlı takım bu sezonun ilk yarısında topladığı puanlar olmasaydı, çoktan ligden düşen ikinci takım olmuştu bile.

Yönetim konuşulanlara, tepkilere, eleştirilere kulak tıkayarak yoluna devam ederken, BursasporBursalılarıkahreden sonuçlar almaya devam etti.

Nasıl olduysa Kasımpaşa yenilgisi yönetime geri adım attırdı ve Fransız Le Guen'in sözleşmesi tek taraflı fes edilerek, takımın başına kurtarıcı olarak bu şehrin evladı, bu takımın formasını terleten Mustafa Er getirildi.

Er'in başında olan Bursaspor,  Göztepe deplasmanında eli boş döndü; camiayı hüzne boğdu.

Tabi eldeki kumaş bu olunca, terzi istediği elbiseyi dikmekte zorlanıyor.

Bu saatten sonra Bursaspor küme düşse bile, Mustafa Er'le yola devam edilmeli.

Öze dönülerek, aracılara kapılar kapatılıp, transferler Vakıfköy'den yapılmalı.

Vakıfköy'e ciddiyet kazandırılmalı, öğretilmiş çaresizlikten kurtulmanın yolları aranmalı.

"Bu şehrin, bu takımın çocuğu olan Mustafa Er'e Bursaspor'u emanet ettik, pazara kadar değil mezara kadar Er'le devam edeceğiz" denilmeli.

Eğer bu şekilde adımlar atılmaz, hala komisyoncu müptezellere transfer adı altında paralar kazandırılmaya devam edilirse, Süper Lig'i rüyamızda bile göremeyiz.

***

DURUM VAHİM, GENÇLERİN AYAĞI KAYIYOR!

1980 öncesi gençler, sen sağcısın, sen solcusun diyerek birbirlerini vuruyorlardı.

Şimdi devir değişti.

Dünya haritasında Arjantin'in nerede olduğunu göstermekten aciz yaşı 13'le 17 arasında olan gençler, yan baktın, senin cep telefonun daha kaliteli diyerek bir birlerini bıçaklıyorlar, pusular kurup arkadaşlarını linç ediyorlar.

Geçtiğimiz gün,

Yıldırım'ın Mevlana Mahallesi Nurettin Gülten Kutlucan Ortaokulu'nun önünde aynı okulda eğitim gören Y.G. ile Y.D'nin yan baktın kavgasında kan aktı.

Elinde okul çantası, kitap olması gereken çocuklar, bıçak, satır ve silah taşıyor.

Kısacası üzülerek ifade edelim ki eğitimdeki manzara bu!

Peki, bu vahim durumdan vazife çıkarıp biz nerede yanlış yaptık diyenler var mı?

Ara ki bulasın Kazım!

Şehrimizde öyle sendikalar ve yöneticileri var ki alayı siyasi iktidara riyakârlık yapma peşinde oldukları için gençliğin ayağının kaydığını, kocaman bir boşluğun içinde olduklarını göremiyorlar!

Ama sorsanız bu beylere, bayanlara mangalda kül bırakmaz, "her şeyi biz biliriz" efelenmelerine girişirler.

Başınızı kaldırın ve...

İyiliğin, tarihin derinliklerine gömüldüğünün farkına varın artık beyler, bayanlar.

***

BİR SÖZ

Çocuklar kafası, kalbi ve elleriyle iş yapan kişiler haline gelmesi gerekiyor.

Fahrettin Gülener