Haftaya damgasını vuran haber... “Öğretmeniyle dans eden öğrenci”

...

Okulun sadece öğrenmek olmadığını, aynı zamanda eğitmek/eğitilmek olduğunu bir kez daha gösterdi bize bu haber. Daha doğrusu öğretmen.

...

35 yıl çalıştıktan sonra emekli olmuş, ama özel bir okulda çalışmaya devam ediyor.

Yabancı dil dersine girdiği için cep telefonunu yasaklamadığını söylüyor.

Bir televizyon kanalı bağlandı, düşüncelerini sordu.

Öğretmenin söyledikleri hepimizi düşündürecek, ama bir o kadar gururlandıracak sözler. Oysa sunucu bekledi ki öğretmen anne babayı suçlasın. Okulu, yönetmeliği, Bakanlığı, hükümeti, hatta devleti suçlasın. Yerden yere vursun.

Ama öyle olmadı. Ne öğrenciyi, ne veliyi, ne okulu, ne de eğitim camiasını incitti. En ufak bir kırılganlık, alınganlık göstermedi. Aksine, herkesi kucaklayan, kazanan bir dil kullandı. Ama aynı zamanda hepsine ders verdi. Öyle ki sunucu bile, “öğrenci olsaydım öğrenciniz olmak isterdim,” demek zorunda hissetti kendini.

Daha önce söyledim. Bugün olsa öğretmenliği seçerdim. Mesleğimi sevmediğimden değil, doğrudan insanı hedef alan, ona hizmet eden, içine doğduğumuz toplumu biçimlendiren meslek olduğundan seçerdim öğretmenliği.

Ne mi dedi öğretmen?

Mealen: “Bakmayın öğrencilerin haylazlığına. Bu öğrencinin yaptıklarını aklamak için söylemiyorum. Zaten sabaha kadar uyumamış, ağlamış çocuk. Aradı özür diledi. Annesi, babası aradı özür diledi. Şunu söylemek isterim. Öğretmenlik uzun soluklu bir iş. On yıl, yirmi yıl sonra sonucu çıkar ortaya. Ben daha fenalarıyla karşılaştım. Bana o fenalığı yapanlar yıllar sonra sokakta önümü kesip elime sarıldı, öptü, helallik istedi. Haylazlıklarıyla canımı bezdiren öğrencilerimin birçoğu işlerinde başarılı oldu. İyi yerlere geldiler. Bir haberle ya da hareketle kimseyi incitmemek gerek. Daha çocuk bunlar. Alacak onca yol, öğrenecek onca şeyleri var. Bu yolda hepimize düşen görevler var. Allah bana o an sabır verdi. Çocuğu kırmadım. Canını yakmadım. Eğer bunlardan birini yapsaydım şimdi başka şeyler konuşuyor olacaktık.. şükürler olsun olmadı.”

Eyvallah öğretmenim.

Eyvallah güzel insan.

İşiniz ne olursa olsun, önce insan...