Faruk Çelik’ten Milli Eğitime Haklı Eleştiriler

Bir türlü istenileni ortaya koyamadılar…

Kusura bakmasınlar ama eleştirilere de sürekli kulak tıkadılar…

Dolayısıyla…

Hala, taraflı tarafsız herkes tarafından haklı olarak iktidarın Milli Eğitim politikalarına eleştiri getiriliyor.

Haklılar mı? Evet, haklılar.

Öğrencilerin durumu ortada,

Yazboz tahtasına dönen sistemden dolayı, sınıfları sinemaya döndürmüş gibiler. Öğretmenlerin sıkıntıları belli, memur oldukları için 657’ye tabi olmalarından dolayı, sus puslar.

Sadece ev sohbetlerinde isyan bayrağını açıyorlar!

***

Milli eğitimde yaşanan sıkıntıya, birilerinin dizlerini titreten, ezberleri bozan çıkışlar yapan, artık Bursalılarla sık sık bir araya gelen eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de eleştiri getirdi.

Hem de ne eleştiri…

Hani derler ya, verdi veriştirdi.

Çelik, okul inşaatlarını Toki’nin yapması gerektiğini, öğretmenler, okul müdürleri inşaat ustası gibi çalışmasının doğru olmadığını anımsattı.

İnanın bakanın sesini, kendisini tanımayanlara konuştuklarını dinletsem, sanırım ışığı görmüş tavşan gibi olurlar.

Bu arada Faruk Çelik, eğitimin haricinde, kendisi hakkında dedikodu yapanlara da ağır eleştiriler getirdi.

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Çelik, Bursa’ya kim ne derse desin hizmetleri olan, girdiği hiçbir sokakta, gezdiği caddelerde kaybolmayan Çelik, bakın eğitimle ilgili neler söyledi:

Milli Eğitim Bakanlığı’nın artık müteahhitliği, inşaat işlerini bırakması ve sadece eğitimle ilgilenmesi gerekiyor.

Eğer ben Milli Eğitim Bakanlığı yapmış olsaydım asla bakanlığı müteahhitlikle meşgul etmezdim. Bırakın kardeşim, inşaat işlerini Toki yapsın.

Bakanlığa bakıyorsunuz demir, çimento işleriyle uğraşıyor, olmaz böyle. Ben olsaydım sadece kaliteli eğitime önem verirdim. Gecemi gündüzüme katarak eğitimde çıtayı yükseltmek için uğraşırdım.

Çünkü eğitim olmazsa olmazımız. Eğitim bizim her şeyimiz. O olmadı mı olmuyor.

Faruk Çelik, herkesin nefesini tutarak dinlediği eğitim eleştirilerinin sonunda ise bakın nelere dikkat çekti:

Okul müdürleri, öğretmenler ellerinde kazma, kürek okul inşaatında çalışmamalı. Onların tek işi eğitim olmalı. Bakanlık, sadece kaliteyi yükseltmek için çaba sarf etmeli. Geldiğimiz noktaya baktığımızda, milli eğitim politikaları eleştiriyi hak ediyor.

İşte böyle, belli ki Faruk Çelik, doğrunun tek olduğunu görüyor, yanlıştan dönülmesi için eleştiri getiriyor.

***

BURSA’DA 300 KİŞİYLE GEZİYORLAR

Sürekli yazıyorum, siyaset demek şehri tanımak demektir.

Eğer, kenti tanımıyorsan, sadece partine yazık edersin. Tabi bu durumda kaybeden şehir olur.

Bursa’da siyasete yön vermiş, neredeyse 40 yılına imza atmış bir adam olan Faruk Çelik, yaklaşık 3 aydır kentin altını üstüne getiriyor.

Mesela Çelik, AK Parti Bursa teşkilatlarına yaptığı ziyaretlerde görülmeye değer anlar yaşanıyor.

Faruk Çelik’in kuşatıcı buluşmaları sayesinde 2002 ruhunun yakalandığı söyleniyor.

Ama gelin görün ki Çelik, kendisinin yüzüne karşı eleştiri getiremeyenlerin, arkasından dedikodu yaptıklarını söylüyor.

Bursa’yı tanımayanların, sokaklarında, caddelerinde tek başına gezmeye cesareti olamayan ithaller, “arkadan konuşuyor, olmadık iftiralar atıyorlar” dedi.

Peki, Faruk Çelik bu azınlık grup hakkında başka neler söyledi.

Gelin birlikte okuyalım:

Siyasete adım atalı 33 yıl oldu. Bursa’mızın sokaklarında, caddelerinde anlı ak, başı dik bir şekilde geziyorum. Her semtini kaybolmadan gezebiliyorum. Hem de yalnız başıma.

Çünkü kadim şehrin kokusu bana sinmiş. Şunu herkes bilsin, ben etrafımda 300 kişiyle dolaşıp iş yapıyormuş görüntüsü vermiyorum.

Bursa’da bu şekilde gezdiğini sananların ise şehre hiçbir katkısı olmadığını herkes görüyor, gördü de. Şimdi bu kentin sokak ve caddelerinde yalnız gezemeyenler, hiçbir icraatın altına imza atamayanlar benim arkamdan konuşuyor, dedikodu yapıyor, yaptırıyorlar.

Şunu herkes bilsin, siyasette hesap veremeyen o oturduğu koltukta beş dakika bile oturmaması lazım…

***

Evet, sizce bu algıları oluşturanlar kim?

Etrafında 300 kişiyle kim geziyor, Hamzabey’e birlikte gitsek, tek başına Muradiye’ye gelmekte zorluk çeken Mehmet Müezzinoğlu.

Diğeri, Efkan Ala.

İsim vermese de Hakan Çavuşoğlu

Söyleyin Allah aşkını, Ala’nın Bursa’ya hangi katkısı olmuştur?

Ne yapmıştır, hangi projeye imza atmıştır?

Bilen, itirazı olan varsa Abdal Simit Fırınından Tahinli Pide ısmarlayacağım diyenlerin sayısı bir hayli fazla.

Sebebine gelince Bursalılar, Müezzinoğlu ve Ala’nın Abdal’ın bile nerede olduğunu bilmediklerini iddia ediyorlar!

Evet, Faruk Çelik, açtı ağzını yumdu gözünü.

Şimdi merak edilen şu; Çelik, ezber bozmaya devam edecek mi?

***

BURSASPOR İÇİN ÇANLAR ÇALIYOR

Büyük umutlarla çıkılan Akhisar deplasmanında bırakılan 3 puan.

Şahsiyetsiz oyun.

Rakibe üstünlük kuramayan bir takım.

Eline geçirdiği tek fırsatı da değerlendiremeyen bir oyun anlayışı, konsantre eksikliği ve performans.

Böyle giderse, eğer önlem alınmazsa, toparlanılmazsa, işler kötü.

Geçtiğimiz sene yaşadığımız kâbusu yine yaşarız.

Yalnız düştüğümüzde ağlayanımız olmaz, haberiniz ola!

***

BİR SÖZ

Bursa sıradan bir şehir değildir, yeşilini korumak kollamak gerekir.

Erdem Saker