Selam ve dua ile,

Günümüzün modern bir ifadesi var sosyal medya. Sevgili dostlar, ülkemizin en büyük sıkıntılarından bir tanesi yıllarca ifade edilir “kitap okumamak”. zaten malumunuz kitap okuma oranları çok düşük. Oranlar bu kadar düşükken sosyal medyanın bu denli etkin kullanılması başlı başına bir İronik hal.

  1. bir toplumun günün her saatinde bu kubidik gubidik ekrana gidip duygularını okkalı okkalı paylaşmasını epey bir garipsedim önceleri.Sonra yazıların muhtevasına baktığınız zaman acizliğin portresinin çizildiğine şahit oluyorsunuz.

Bizimkiler sosyal medya derken sosyal hayatta duydukları her sözü dimağın süzgecinden geçirmeyerek kendisine düşünce diye gösterilen ‘u’ğultuyu kerpiç sıvacısı maharetiyle sürüp sürüştürüyor. Hevesini alamamış meşhur tavuk hırsızı tilki gibi biteviye tavukları boğmak edasıyla soluyor. Yani bu olup biteni seyredince Sezai Karakoç’un Necip Fazıl’ın Akif’in Ziya Paşa’nın dizeleri art arda diziliyor.

Dehri arasan binde bir Adem bulamazsın

Adem görünen harları âdem mi sanırsın

Ziya Paşa

Konuşsam dilim yanar, sussam kalbim...

Necip Fazıl

Şarka bakmaz, garbı bilmez edepten yok payesi,

Bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi..

Mehmet Akif

......

Ne söylesek boş....

Bizim çocukluğumuzda bir adet vardı. İlkbaharın ilk günlerinde tavuk pilavı bakır bir tepsi de çocuklara sunulurdu adak diye. Bizler de mahallenin çocukları olarak şu an her metresi beton olmuş renk renk çiçekler, çeşit çeşit katmalık pancarları bağrında taşıyan o kırmızı toprağın üstünde pilavı afiyetle yedikten sonra bakır tepsiyi adağın yerini bulması için yuvarlardık. İşte bizim gençliği o boş bakır tepsiye benzetiyorum. O kendisini dev aynasında gören cüceyi....

Bizim bir de ukala meclisleri vardır (Facebook,tweter.. ).

Muhterem okuyucularım , gençlerimizi bu girift bilmeceden uyandırmanın tek bir yolu var o da kıyam edip çocuklarımızın gözlerinin bir Cebrail bakışı dokundurmak “Yaradan Rabb’inin adıyla oku” . İlk emir “ oku” safsatasına mukabil.

Hayır ve dua ile