Ölüm kapıda, idam sehpasına çıkan bir mahkûm, celladın sandalyeye tekme vurması an meselesi.

Bir ses; durun, çıkarın ipi boynundan, indirin o insanı!

Düşünsenize...

Bırakın yürüyebilmeyi, nefes almakta zorluk çekiyorlar, boğazlarına takılan bir aparat sayesinde hayata tutunabiliyorlar.

Bile bile, göre göre ölüme sürüklendiler!

Bu SMA denilen öyle illet bir şey ki.

Omurilikteki sıkışmadan kaynaklanan ve  vücudun hareket bölgelerini etkilemesi sonucunda sinirleri felç eden korkunç bir hastalık.

Önce kolları ve bacakları etkiliyor, ardından solunumda sıkıntı yaşanıyor.

Sonrası malum işte!

Uzun süredir.

Bursa'mızda yüzlerce, binlerce SMA hastası, ülke genelinde seslerini duyurmaya çalıştı, çocukları, yakınları ölmesin diye feryat edenler oldu.

Sonunda seslerini duyurdular.

Şimdi, hayatlarının en mutlu anlarını yaşıyorlar.

Maddi imkânsızlıklardan dolayı, gözlerinin önünde eriyen, bitip tükenen, nefes almakta bile zorluk çeken, ölümün eşiğindeki SMA hastaları artık ilaçlarını para ödemeden alabilecekler.

***

Uzun süredir,

Hastalar ve aileleri, "bizim sesimizi ne zaman duyacaksınız" feryadıyla yetkililere, Sağlık Bakanlığı'na sesleniyorlardı.

Hatırlıyorum...

Yaklaşık 75 gün önce yüzlerce aile, günlerce sesini duyurabilmek için Sağlık Bakanlığı'nın önünde eylem yapmıştı. Bakan Fahrettin Koca, "Tedirgin olmayın ödeyeceğiz" demişti ama bürokrasi zaman aldığı için bu süre içinde vefat edenler oldu.

En hayati adımı atan Başkan Recep Tayyip Erdoğan,  gönülleri kuşatan, sevinç gözyaşlarıyla karşılanan müjdeyi nihayet verdi.

Artık, çok pahalı olan ilaçların geri ödemesi yapılacak.

Tek umutları ilaç olan SMA hastaları,  maddi imkansızlıklardan dolayı alamadıkları ilaç yüzünde hayatlarını kaybetmeyecekler. Üstelik Tip 2 ve 3 hastaları da ilaçlarını bundan sonra ücretsiz alacak.

Aileler kahır içinde kalmayacak.

Sıvasız hanelerde yükselen feryat, göğe çıkmadan duyuldu.

Devletin en tepesindeki isim Erdoğan, bu açıklamayı yaparken...

Komşumuz Recep Ağabey, hasta yatağında bir umut ve müjdeli ses duymak isteyen oğlu Aydın'ın, televizyonda "Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın SMA hastalarının ilaçlarını geri ödeme sistemine dahil ettik" diyen açıklamasını duyunca, dakikalarca sevinçten ağladığını söyledi.

Bu mutluluğun, bu sevincin tarifi yok.

Görünen o ki, yaşanan sıkıntılara Erdoğan eli değmesi gerekiyordu.

Görevlendirdiği kişiler, bürokratlar, vekiller,  bakanlar bazen hassasiyetlerini kaybediyor işte!

Yaratılanlara ve canlılara karşı daha hassas olunması gerektiğine şahit olduk.

İnsan hakkı, makam hakkından önce gelir diyerek öne çıkan, surda bir gedik açan, acıyan canlara, kanayan yaralara ilaç olan Erdoğan'ın ufkuna, heyecanına, Bursa'mızda vekillik yapan, pasta, börek dükkânı açılışı yapan, İnsan Hakları İnceleme Komisyon Başkanı fani kişi de yakalasa pek iyi olacak!

Çünkü medeniyet sözle, sloganla olmuyor. Halkı mutlu etmek, gönlünü kazanmak için adım atmak gerekiyor, Hakkı!

***

BURSASPOR TARAFTARI SEN ÇOK YAŞA

Armanın peşinde koşarken, hem ülkemizde hem dünyanın farklı coğrafyalarında acı ve kedere karşı da duyarlı, Bursaspor taraftarı.

Yeşil beyaza sevdalı olanların sosyal medya üzerinde başlattıkları insani adımlar devam ediyor. Bu şehrin çocukları, bir süre önce "Bursaspor taraftarı Yemen'e umut oluyor" projesiyle göz kamaştırmıştı.

Şimdi de...

Afrika'nın birçok bölgesinde su sıkıntısı çeken ülkeye su kuyusu açmak için çalışma başlattılar.

Buralara yardım ulaştıran STK'lar aracılığı ile irtibata geçen taraftarlar, Uganda'ya can olmak için çok önemli bir adım attılar ve 'Afrika'ya bir damla su olmaya var mısınız' projesinin startını verdiler.

Yeşil beyazın peşinde koşanları, attıkları bu sosyal sorumluluk projesi adımlarından dolayı kutluyor; var olun, hep olun diyoruz.

***

BİR SÖZ

Asıl hapishane insanın kafasında meydana getirdiği hapishanedir. Hayatı sınırlayan hapishane odur ki, ilk fırsatta yıkılmalıdır.

Yılmaz Güney