Önümüzdeki yıl partilerinde kongre sürecinin başlayacağını belirten Başkan Doğan, “Bu anlamda biz 2 yıl önce kurulurken zorlukları biliyorduk, çaresizliklerin içerisinde bir çarede yürüteceğimizi biliyorduk ve nihayetinde bunu genel seçimlerde kuruluşumuzun üzerine 7 ay gibi kısa bir süre geçmişken genel seçimlere katılarak bunu da ispatladık. Sonra da yerel seçimler oldu, normal olarak 2 yıl içerisinde yeniden bizim, asgari 2, azami 3 yıl içerisinde bir kongre sürecimiz var. İl ve İlçeler ile birlikte kongrelerimizi inşallah mayıs ayına kadar bitirmiş olacağız.” Diye konuştu.

-“AK PARTİ İKTİDARI BU YÜKÜ TAŞIYAMAZ”
Erken seçim ile ilgili dedikodulara da değinen Doğan, erken seçim ile ilgili konuşmasının şu an için biraz erken olduğunu ve söyleyeceklerinin afaki şeyler olacağını belirtti.
Ankara’da erken seçimin havasının olup olmadığının daha kolay görüleceğini vurgulayan Parti İl Başkanı Kenan Doğan, “Tabi nihayetinde ben Ankara’da değilim Türkiye’nin genelinde, merkezinde siyaset yapan biri değilim ama benim gördüğüm AK Parti iktidarı bu yükü taşıyamaz,  bu ekonomik sıkıntıyı, bu siyasal sıkıntıyı taşıyamaz, erken seçime kendisi gidecektir diye düşünüyorum.” dedi

Son günlerde İyi Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin birleşeceği yönünde haberler çıktığını, kendisine ulaşan böyle bir duyumun olmadığını vurgulayan Doğan, “Böyle bir sezintim de yok, Milliyetçi Hareket Partisinde siyaset yapan arkadaşlarımız çokta yabancı değil bize, tanıyoruz arkadaşlarımızı. Ben onlardan da böyle bir duyum veya sezinti de almadım, böyle bir şey yok, zannetmiyorum. Tahminim böyle kulisleri kargaşa yaratma adına kulislere attığı laflardır.” İfadelerini kullandı.

-“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI DİYE BİR ŞEY YOK BİZİM LİTERATÜRÜMÜZDE”

Başkan Doğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
Meral Akşener Genel Başkanlıktan ayrılmayacak ama Cumhurbaşkanı olursa ayrılacak çünkü sözü var. Partili Cumhurbaşkanlığı diye bir şey yok bizim literatürümüzde. Şimdi bizim tek amacımız var. Tek adamlığı Türkiye’nin gündemine tekrardan kaldırmak, Parlamento’ya demokratik sistemi hakim kılıp, güçlendirilmiş bir parlamento yanında yetkileri güçlü olan bir Cumhurbaşkanı. Bu yönelikle de kuvvetler ayrılığında bir yerde kontrol eden bir Cumhurbaşkanı, şuanda Türkiye de kuvvetler ayrılığı diye bir şey kalmadı. Artık her şey, her şey bir adamın, bir insanın ağzından çıkan laflara bağlı artık.”