Doğan, Perre Haber Ajansına yaptığı açıklamada, İyi Parti olarak kendi ölçülerinde parti çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, Türkiye'de yaşanan ekonomik sorunlar ile Adıyaman'ın şehir trafiği, sağlık ve tarım konularında yaşanan sıkıntılara değindi.

Doğan, "Bizim partimizin derdi kişisel bir dert değil, bizim derdimiz vatandaşın derdi, vatandaşın yoksulluğu, vatandaşın fakirliği. Adıyaman'ın trafik keşmekeşinin son bulmaması, Adıyaman sokaklarına giremeyişimiz, aracımız ile bir yerden bir yere giremeyişimiz. 400 yataklı devlet hastanesine gitmek için 40 dakikamızın gidişi, bizim derdimiz bu. Tarım konusu, sağlık konusu, ulaşım konusu bizim dertlerimiz bunlar. Bizim parti olarak kişisel bir derdimiz yoktur.

Çok şükür bütün arkadaşlarımız ekip halinde çalışmalara devam ediyorlar. Her ne kadar siyasetin böyle çok gündemde olmadığı düşünülse de biz kendi ölçümüzde, kendi planlarımızın ölçüsünde hareketlerimizi yapıyoruz, gezmelerimizi yapıyoruz, taziye ziyaretlerimizi yapıyoruz ve parti içi çalışmalarımızı yürütüyoruz burada bir sıkıntı yok."dedi.

-“40 MİLYON YOKSULLUK SINIRINDA YAŞAYAN İNSAN VAR”

Nisan ayına kadar kongre çalışmaları ile uğraşacaklarını ve bu arada vatandaşın sorunlarını gündeme taşıyacaklarını vurgulayan Doğan, "Bizim derdimiz birazda vatandaşın bu konuda suskun oluşu yani Adıyaman'da hiç gördünüz mü, bir şeyi bir protesto eden bir grubu. Böyle bir derdimiz yok zaten, fakirlik gelmiş boğaza kadar. Bu ülkede artık 3 milyon civarında açlık sınırında yaşayan insan var. 40 milyon yoksulluk sınırında yaşayan insan var bu ülkede, böyle bir şey olmaz. Şu sokağa çıktığımızda her üç gençten biri işsiz. Bakın bir ülkede üniversitelilerin işsiz olması demek o ülkenin eğitim politikasının iflas etmesi anlamına gelir. Bu anlamda ne yapılması gerekiyor, bu konuda bir sonuç bildirgesi yayınlayacağız." İfadelerini kullandı.

-"BİZİM HUZURUMUZU KAÇIRMAYA HAKLARI YOK"

İYİ Parti İl Başkanı Kenan Doğan, Suriyelilerin bütün ülkede olduğu gibi Adıyaman'da da baş belası haline geldiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Evet, biz onları misafir ettik başımızın üstünde ama onların gelip bizim huzurumuzu kaçırma gibi bir hakları yok. Geçenlerde ben bir olaya şahit oldum birkaç tane Suriyeli bir başka Suriyeliyi, alıyor götürüyor bir suyun kenarına adamı ölümle tehdit ediyorlardı. Bu basına düştü bu konuda ne yapıldı bilmiyoruz bile. Bakın yarın öbür gün bizim yerli insanlarımızın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımıza bu yapılacak, onun için tedbirler alınmalıdır.

Bildiğim kadarıyla Adıyaman da kayıtlı olarak 25, 26 bin civarında Suriyeli var, bunun ne kadarı da kayıtsız onu da bilmiyoruz, kayıtsız olanların sayısını bilmiyoruz, bunların ne iş yaptığını da bilmiyoruz. Bugün ekonomik problemlerimizin, işsizlik problemlerimizin büyük bir bölümünün sebebi de bir zaten bunlar. Yaklaşık 5 milyon Suriyeli Türkiye’de yaşıyor ve bunlar çok ucuz iş gücü, ucuz iş gücü olunca ne olur iş adamları gider onları çalıştırır. İnşaatlarda bunlar çalışır, bizim insanlarımız da işsiz kalır."

-"BU ÜLKEDE DİLENCİLİK KÜLTÜRÜ OLUŞTURULDU"

İŞKUR  aracılığıyla verilen 6 aylık, 9 aylık hiçbir iş yapmadan oturan sosyal yardım olsun diye verilen asgari ücretle geçinen bir grup oluşacağının altını çizen Doğan, "Bu ülkede dilencilik kültürü oluşturuldu, insanlara evet devlet sosyal olmalıdır, sosyal yardımlar yapmalıdır burada bir sıkıntı yok, ama devlet genç iş insanlarını, delikanlıları, annelerine, babalarına sosyal yardımlaşma fonlarından para vererek onları kahvelerde oturmaya da mahkûm etmemeli, onlara iş vermeli.

25 yaşındaki bir insanın babasından annesinden harçlık istediğini düşün, o adamdaki o psikolojik travmayı bir düşünün, böyle bir şey olabilir mi, olamaz. Bu yüzden bunların hepsi bizim derdimizdir, bu ülkede aç, susuz, işsiz kalan herkesin derdi bizim derdimizdir." şeklinde konuştu.