Kurban etinin kesimden en az 12-14 saat bekletildikten sonra tüketilmesinin önemine dikkat çeken Erdem şunları söyledi; “Kurban Bayramı’nı beslenme şekli olarak diğer günlerden ayıran en temel özellik kırmızı et tüketimindeki sıklık ve miktar artışıdır. Kurban Bayramı’nda sadece ana yemeklerde değil, bayram ziyaretlerindeki ikramlarda da mümkün olduğunca az ve hafif olan gıdaların tüketilmesi sağlık açısından önemlidir. Kurban etlerinin, kesildikten hemen sonra hatta sabah kahvaltısında tüketilmesi bayramda en sık yapılan yanlışlardan biridir. Kurban eti, kesimden sonra en az 12-24 saat bekletilerek tüketilmelidir. Taze etin daha sert olması nedeniyle hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık veya ishal gibi sindirim sorunlarına neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu rahatsızlıklar, uyku problemlerine de yol açabileceği için; taze etten vazgeçemeyenlerin, eti iyi pişirerek ve az miktarda tüketmesi gerekir.”

Bayramda et tüketimindeki artışa bağlı olarak gereğinden fazla protein ve yağ alımı gerçekleşeceğine dikkat çeken Erdem açıklamasını şöyle sürdürdü; “Etleri pişirme esnasında eklenen yağ, birçok hastalığa ve yeni hastalıkların oluşmasına zemin hazırlar. Etler pişirilirken ilave yağ kullanılmadan; yağsız tava, fırın ya da sulu pişirme tekniklerinin kullanılması, sağlımız için en çok tercih edilmesi gereken yöntemlerdendir. Etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya sebzelerle birlikte tüketilmesi besin çeşitliliğinin sağlanmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca sebzelerde bulunan C vitamini ; etlerde bulunan demir, çinko ve magnezyumun minerallerinin emilimini arttırmaktadır. Fazla et tüketiminden kaynaklanan sindirim sistemi sorunlarını yaşamamak için sabahları yumurta, peynir, domates, yeşillik ve tam buğday ekmeği gibi sindirimi daha kolay besinlerin tüketilmesi önerilir. Kurban Bayramı’nda şişmanlık, kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyon, mide rahatsızlığı vb. sağlık sorunları olan bireyler ve yaşlılar beslenme düzenlerine dikkat etmelidir. Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyonu olan bireyler kurban bayramında, yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli, eti kısıtlı miktarlarda tüketmeli, aşırıya kaçmamalıdır. Mangal yapılacaksa pişirilen et ve diğer besinlerle ateş arasında en az 15-20 cm olması gerekir. Etin ateşe yakın olmasının B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına yol açtığı unutulmamalıdır. İyi ve doğru yöntemlerle pişirilmiş kurban etlerinin yanında yeşil salata, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve yoğurt önerilir. İçecek olarak ise tuzsuz veya çok az tuzlu ayran ve kefir iyi birer seçim olarak öne çıkar. 2-2.5 lt günde su tüketimine dikkat edilmelidir. Sağlıklı yaşamın en temel kurallarından biri olan fiziksel aktivitenin arttırılmasına dikkat edilmeli, günlük yürüyüşlere devam edilmelidir.

"Bayram ziyaretlerinde ikramlara dikkat!"

Günlük yaşantıda olduğu gibi Bayram süresince yemek öğünlerine dikkat edilmesi gerektiğini belirten Erdem; “Her zaman olduğu gibi bayramda da üç ana öğün şeklinde beslenmek çok önemlidir. Bayram sofraları ve ziyaretlerinde sunulan ikramlarda mümkün olduğunca az miktarda ve hafif olan gıdaların tüketilmesi gerekir. İkram tabaklarına dikkat edilmeli “ Mümkünse ev sahibinden ikram edilen miktarın azaltılması yönünde istekte bulunmak iyi bir girişim olacaktır. Bayramda özellikle şeker hastaları, kolesterol ve tansiyon problemi olanların çikolata ve şeker tüketimlerine dikkat etmesi gerekir. Şerbetli hamur tatlıları yerine taze meyve, meyveli ve sütlü tatlılar tercih edilebilir. Yine bayram sofralarının vazgeçilmezi sarma ve böreklere de mesafeli olmak gerekir. Bunların yerine kuru meyve ve kuruyemiş daha sağlıklı alternatifler olarak ikram edilebilir. Sağlıklı ve mutlu bayramlar dilerim.” Şeklinde konuştu.