Barutçu, açıklamasında, Türkiye’nin gerçekleştirdiği önemli atılım ve hizmetlerden birinin de sağlık hizmetleri olduğunu belirterek, “Sağlık hizmetleri, hemşiresinden ebesine, doktorundan laborantına, acil tıp teknisyeninden teknikerine, radyoloji çalışanlarına kadar bütün sağlık personeli tarafından verilmektedir. Sağlıkta dönüşümün birinci aşamasında, vatandaşlarımızın yıllık sağlık hizmetlerine ulaşımı kat be kat artmış, memnuniyet oranı da aynı şekilde yükselmiştir. Bu başarının sağlanmasında sağlık çalışanları içinde en büyük sayıya sahip olan hemşirelerin payı büyüktür. Hemşireler, sağlıkta dönüşümün kahramanlarından olmalarına karşın, hak ettikleri değeri görmemekte, sorunlarının çözümüne yönelik kalıcı adımlar atılmamaktadır. Sağlık hizmetine ulaşımın ve memnuniyetin artmasına karşılık başta hemşireler olmak üzere, sağlık çalışanlarının toplam sayısında aynı oranda bir artış yaşanmamıştır.”dedi.

-“HEMŞİRELERE MESLEĞİ İLE ÖRTÜŞMEYEN GÖREVLER VERİLMEMELİ”

Barutçu, hemşirelik mesleğinin bilimsel bir disipline sahip olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Bu nedenle hemşireliğin yardımcı sağlık personeli olarak tanımlanması doğru değildir. Hemşirelik Yönetmeliği ile görev tanımları ve mesleki sınırlılıkları net bir biçimde ortaya konulan hemşirelerimize, çalıştıkları kurumlarda mesleği ile örtüşmeyen görevler verilmemelidir. 14 yılda 3 kat artan sağlık hizmeti varken, istihdam bir kat bile artmayan sağlık çalışanları yoğun iş yükünün altında tükenmiştir. Gerekli istihdamlar yapılarak, başta hemşireler olmak üzere sağlık çalışanlarının yükü azaltılmalıdır.
Sağlık çalışanlarının bir başka sorunu ise, kimsenin memnun olmadığı performans sistemidir. Mevcut performans sistemi hem uygulamada hem de sonuç itibarı ile çalışanlar arasında haksızlığa yol açmaktadır. Çalışanları memnun edecek, çalışma barışını sağlayacak, hizmet kalitesi ve verimliliği artıracak bir uygulama, çalışanların da görüşleri alınarak yeniden hayata geçirilmelidir.

-“3600 EK GÖSTERGE TÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARINI KAPSAMALIDIR”

Tüm kamu çalışanlarında olduğu gibi sağlık çalışanlarının da en önemli gündem maddelerinden birisi 3600 ek gösterge konusu olduğuna dayanan Barutçu, “Ancak sürecin henüz netleşmemesi sağlık çalışanları arasında kafa karışıklığına neden olmaktadır. Öğretmen, din görevlisi, polis denildiğinde bir unvan ayrımı söz konusu değilken, sağlık çalışanları söz konusu olduğunda ise ebe, hemşire, sağlık memuru gibi ayrım yapılmaktadır. Oysa sağlık hizmetleri bir bütündür. Hemşiresinden, sağlık memuruna, ebesinden, sağlık teknisyenine kadar sağlık hizmetleri içinde görev yapan tüm branşlar aynı görev bilinciyle hareket etmektedirler. Sağlık çalışanları mesai mefhumu gözetmeksizin 7 gün 24 saat esasına dayalı olarak fedakarca, ekip ruhu içinde insanımıza hizmet vermektedir. Bu nedenle sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının yetkili sendikası Sağlık-Sen olarak 3600 ek göstergenin yalnızca belli branşları değil, diğer unvanlardaki tüm sağlık çalışanlarını da kapsaması gerektiğini ifade ediyoruz.”dedi.

-“KREŞ SORUNU ÇÖZÜLMELİ”

Barutçu açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Çalışanlarının büyük bir kısmını kadınların oluşturduğu sağlık alanında yaşanan en büyük sorunlardan birisi de kreş sorunudur. Mevcut kurum ve kuruluşların bazılarında halen kreş bulunmaması büyük sorunlara yol açmaktadır. Sağlık-Sen olarak konuyu gündeme getirdik ve bunun da sözünü almıştık. Bakanlık ilk olarak, mevcut kurumlardan kreşi olmayan yerlerde kreş açılması, yeni yapılacak tesislerde de mutlaka kreşe yer verilmesi konusunda bir yazı yayınladı. Bunun yanı sıra, 24 saat esasına göre hizmet veren kurumlarda kreş hizmetinin de 24 saat verilmesi gerekmektedir. Bu konuda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Hemşirelerin ve bütün sağlık çalışanlarının mesleki gelişim ve uzmanlaşmasına önem verilmeli, eğitim süreçleri nitelikli hale getirilmeli, eğitimi teşvik edecek ödül mekanizmaları geliştirilmelidir. Sendikamızın bir kazanımı olan lisans tamamlama, 2014 yılından sonra mezun olanları da kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmeli, yaşanan mağduriyetler giderilmelidir.”