Medicana Ataşehir Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Kocatürk, Covid-19 hastalığına bağlı akciğer ve hava yollarında gelişen cerrahi hastalıklar hakkında bilgi vererek; "Covid-19 hemen hemen tüm organlarda hasara neden oluyor. Uzun vadeli komplikasyonlarının kapsamı ve ciddiyeti ise henüz tam olarak bilinmiyor. Mevcut veriler, birçok hastanın aylar sonra dahi öksürük, fibrotik akciğer hastalığı, bronşektazi, akciğerin mantar hastalığı, akciğer damarlarında tıkanıklık, solunum yetmezliği de dahil olmak üzere birçok solunum problemleri yaşadığını gösteriyor" dedi.

Hastalığın erken döneminde akciğer sorunlarının ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Kocatürk; "Akciğer sönmesi (pnömotoraks) yoğun bakımda takip edilen hastalarda sıkça görülüyor. Covid-19 enfeksiyonu sırasında ve/veya sonrasında tüm hastaların ise yüzde 1-2’sinde gelişebiliyor. Bu durum, bazen enfeksiyondan kaynaklanan doku hasarına, bazen de virüse yanıt olarak ortaya çıkan öksürük nedeniyle artan basınç sonrası gelişebiliyor. Bir diğer akciğer sorunu olan Pnömo-mediastinum (akciğerler-nefes borusu, yemek borusu ve kalp arasında kalan bölgede hava birikimi) da sıkça gelişiyor. Genellikle yüksek basınçlı oksijen desteği sırasında artan hava yolu basıncına ve doku hasarına bağlı olarak meydana geliyor. Her iki durum da hastada solunum zorluğuna ve yetmezliğine neden olduğu için göğüs cerrahisi müdahalesi gerekli olabiliyor. Tedavi için oksijen desteği, göğüs kafesindeki havanın aspire edilmesi, tüp ile drenaj veya operasyon uygulayabiliyoruz" dedi.

GÖĞÜSTE SIVI BİRİKİMİ OLABİLİR

Covid-19 sırasında çeşitli akciğer sorunlarından bahseden Prof. Dr. Celalettin Kocatürk, şöyle devam etti. "Göğüs boşluğunda sıvı birikimi olabilecektir. Sıvı birikiminin nedeni genellikle eşlik eden sistemik bir hastalığa (kalp yetmezliği, myokardit (kalp kası iltihabı), böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, protein düşüklüğü, tiroit fonksiyon bozukluğu, akciğer damarlarında tıkanma, atelektazi vb.) bağlı gelişir. Bazı sıvılar ise akciğer kaynaklı (ikincil gelişen akciğer enfeksiyonlarına bağlı iltihabi durum, orta-uzun dönemde akciğer damar tıkanıklıkları, kanama vb.) olabiliyor. Sebebini yaptığımız analiz ile anlayabiliyoruz. İltihabi süreçler, kanama, solunum yetmezliğine neden olan sıvı varsa drenaj ya da ameliyat uygulayabiliyoruz. Kalıcı akciğer hasarı ve akciğerlerde fibrozis gelişebilir. Covid-19 sonrası akciğerlerde meydana gelen hasarın normal mekanizmalarla tamir edilememesi sonrasında akciğerde sertleşme, bağ dokusu ve nedbe dokusu oluşur. Bu alanlar solunuma katkı sağlayamaz ve solunum yetmezliği ilerler. Bu hastaların birçoğu uzun süreli solunum cihazına bağlı kalırlar. Tedavide fibrozisi yavaşlatan veya durduran ilaçlar (kortizon, antifibrotik ilaçlar) denenebilir, bazı hastalar için akciğer nakli uygun olabilir. Orta vadede nefes borusu darlıkları görüyoruz. Covid-19 tedavisi sırasında yoğun bakımda entübe edilerek tedavi olan hastalarda nefes borusu darlıkları (trakea stenozu) gelişebiliyor. Akciğerlere yeterli hava gidemediği için nefes darlığı, gürültülü ve zor nefes alma şikayetleri gelişiyor. Bu hastalar için bronkoskopi ile nefes borusundaki darlığı genişletme işlemleri, bazen de darlık gelişen bölgeye ameliyat yapılması gerekiyor. Kara mantar hastalığının (Mukormikozis) da akciğerde oluşan hasarın üstüne eklenen bir mantar türü nedeniyle meydana gelen ve tedavisi oldukça zor olan bir hastalıktır. Tedavi için genellikle ameliyat gerektedir."

KANSERE DİKKAT!

Covid korkusunun kanser tanı ve tedavisinin gecikmesine neden olabileceğini de ekleyen Prof. Dr. Kocatürk; "Pandemi sırasındaki Akciğer Kanseri Tanı ve Tedavi Gecikmeleri büyük sorun oluşturuyor. Akciğer kanseri erken dönemde saptandığında çok büyük oranda cerrahi tedavi ile iyileşebilen bir hastalık. Ancak hastaların birçoğu geç dönemde başvurduklarından, her hastaya cerrahi tedavi uygulanamıyor. Covid döneminde hastaneye başvurmaktaki korku nedeniyle tanı ve tedavi gecikmeleri daha da fazla yaşanıyor. Bu durum direk olarak bir komplikasyon olmasa da Covid-19’a bağlı gelişen istenmeyen bir durum olarak kabul edilebilir. Amerika’da yapılan bir çalışmada 6 yaygın kanser arasında yeni kanser teşhislerinde yüzde 46'lık bir düşüş olduğu gösterilmiştir. İngiltere’de yapılan bir modelleme çalışmasında içinde akciğer kanserinin de bulunduğu önlenebilir kanser ölümlerinde ciddi bir artış olacağı beklenmektedir. İtalya’dan bir çalışmada Haziran ve Eylül 2020 arasında akciğer kanseri için uygulanabilen cerrahisi tedavi oranında yüzde 36'lık bir düşüş olduğu bildirilmiştir. Ülkemiz için de benzer oranlarda tanı-tedavi gecikmeleri ve yaşam süresi kayıpları olacağı öngörülebilir" dedi.

HASTANEYE GİTMEKTEN KORKMAYIN

"Covid döneminde hastaneye başvurmaktaki korku nedeniyle tanı ve tedavi gecikmeleri daha da fazla yaşanmıştır" diyen Prof. Dr. Kocatürk sözlerini şöyle tamamladı; "Öte yandan Covid-19 tanısı için çekilen tomografilerde saptanan şüpheli nodüllerin oranında artış meydana gelmiştir. Bu durum hastalarda ayrıca kaygı ve endişeye yol açmaktadır. Bu hastaların bazılarına gereksiz tanı-tedavi işlemleri ve cerrahi (Aşırı Tanı; Overdiagnosis) uygulanmaktadır. Bazı hastalar ise takip edilmek üzere hastanelere başvurmak istemediklerinden tanı-tedavi gecikmesi yaşanmaktadır. Tüm bu sebeplerle ilerleyen zamanda pandeminin akciğer kanseri ile ilgili olası istenmeyen sonuçları ile karşı karşıya kalabileceğimiz tahmin edilebilir.