Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Faruk Doğan ve ekibi tarafından 55 yaşındaki M.A ve 58 yaşındaki K.K adlı hastalara minimal invaziv tekniğiyle yapılan baypas ameliyatı başarıyla sonuçlandı.

Sol meme altından 7-8 santimetrelik bir kesi ile herhangi bir kemik veya iman tahtası (göğüs kafesi ön tarafındaki kemik) kesisi olmadan sol kaburgalar arasından kalbe ulaşılarak gerçekleştirilen ameliyat sonrasında hastanın 3-4 gün içerisinde taburcu edilebileceğinin altı çizildi.

Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Faruk Doğan, iman tahtası kesilerek yapılan kalp ameliyatlarında büyük bir yara izinin kalması, kemiğin iyileşme süresinin uzun olması, bu süre içinde kemiğin oynamaması için hastanın sırt üstü yatma zorunluluğu, kemik oynadığı zaman yeniden cerrahi müdahale gerekmesi, enfeksiyon gelişme ihtimali, günlük hayata ve özellikle iş hayatına dönmenin uzun zaman alması gibi olumsuzlukların hastaların kalp ameliyatlarından korkmasına neden olduğunu kaydetti.

Çok sayıda hastanın bu nedenle ameliyat olmaktan kaçındığını ve bunun sonucunda hayatını kaybettiğine vurgu yapan Prof. Dr. Doğan, gelişen teknoloji sayesinde kapalı veya küçük kesi tekniği ile yapılan kalp cerrahisinin gün geçtikçe yaygınlaştığına dikkat çekti.

“Bu teknikle yapılan işlem sonucu kesi (6 - 8 cm) küçük olduğundan ve herhangi bir kemik kesilmediğinden iyileşme süreci de aynı oranda hızlı olmaktadır.” diyen Prof. Dr. Doğan, “Ameliyat sonrasında hastanın yan yatması, kollarını kullanması, ağırlık kaldırması herhangi bir sorun oluşturmamakla birlikte normal yaşama ve iş hayatına dönmesi çok hızlı olmaktadır. Bu yöntemin hasta tarafından tercih edilmesindeki bir diğer etken ise görsel olarak rahatsız edici bir ameliyat izinin kalmıyor olmasıdır.” dedi.

“Hastalara Büyük Avantaj Sağlıyor”

Minimal invaziv koroner baypas ameliyatlarının avantajlarından bahseden Doğan, “ Minimal invaziv yönteminin standart ameliyatlara göre birçok avantajı vardır. Bu yöntemle ameliyat ettiğimiz hastalarda, hastanın sol meme altından yapılan, yaklaşık 7-8 santimetrelik bir kesi ile herhangi bir kemik kesisi olmadan veya iman tahtası dediğimiz kemik kesilmeden, sol kaburgalar arasından kalbe ulaşıyoruz. Meme atardamarı dediğimiz baypas için kullandığımız damarı çıkarıyoruz. Bu yöntemde kalbi durdurmadan, ameliyatı çarpan kalpte gerçekleştiriyoruz. Standart koroner baypas ameliyatlarında hastaların ameliyat sonrasında 6-7 gün hatta bazen 10 gün hastanede kalması gerekebilmektedir. Standart yöntemle yapılan ameliyatlarda nekahat süresi genellikle 1-2 aylık zaman almaktadır. Bu sürecin önemli bir kısmını kesilen göğüs kemiğinin iyileşme süreci oluşturur. Hasta uzun bir süre sırt üstü yatmak zorundadır. Araç kullanmaları 2-3 ay mümkün olmaz. Minimal invaziv koroner bypass cerrahisi sonrasında ise, hastalar genellikle ameliyat sonrası 3. veya 4. gün taburcu olabilirler. Günlük aktivitelerine çok daha hızlı sürede geri dönerler, taburcu olduktan sonra araç kullanmaya başlayabilirler. 2-3 hafta sonra ise işlerine geri dönebilirler.” şeklinde konuştu.

“Akciğer ve Kalp Kası Zayıf Olan Hastalara da Uygulanabiliyor”

Minimal invaziv yönteminin akciğer ve kalp kası zayıf olan hastalarda da uygulanabildiğine dikkat çeken Doğan, “Bu yöntemi uygulamak için hastaların kalbine göğsün sol tarafından yapılan kesiyle ulaşıldığı için hastanın daha önce bir akciğer rahatsızlığı geçirmemiş olması ideal olmakla birlikte bu hastalara da aynı ameliyatı uygulayabilmekteyiz. Akciğerdeki yapışıklıkları açıyoruz ve meme atardamarına ve hastanın kalbine ulaşabiliyoruz. Obez, yani şişman hastalarda da benzer problemlerle karşılaşabilmekteyiz. Hastaya yapılacak baypas sayısı ve hasta damarlarının kalpteki yerleşimi önemli olduğu için de ameliyat öncesi bazı ileri tetkikler yapıyoruz. Bu yöntem ile 3-4 damara bypass yapılabilmektedir. Fakat eğer hastanın baypas yapılacak koroner damarı ulaşılamayacak seviyede ise “Hibrit” dediğimiz yöntemi uygulayabiliyoruz. Hibrit yöntemde özellikle kalbin anadamarına baypass yapıyoruz. Anatomisi uygun olan tüm damarlar minimal invaziv yöntemle bypass yapılmaktadır. Ulaşılamayan damarlara ise stent koyarak hastaların tüm koroner arterleri tek seferde tedavi için açılıyor. Kalp kası zayıf olan hastalarda risk daha fazla olduğundan, bu yöntemi uygulayarak çok iyi sonuçlar almaktayız.” diye konuştu.

Doğan, kapalı veya küçük kesi kalp cerrahisi ameliyatlarının Adıyaman Eğitim Araştırma Hastanesinde, hastalardan gelen yoğun talep sonrası uzman ve deneyimli ekibin katkılarıyla başarıyla uygulandığının altını çizdi.

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut, sağlıkla ilgili önemli cerrahi operasyonların ilimizde yapılıyor olmasının gurur verici olduğunu belirterek, “Tıp Fakültesi kadromuzun her geçen gün güçlenmesi çevre illere hasta sevkini azaltırken, önemli cerrahi operasyonların da Adıyaman’da yapılmasına zemin hazırlamıştır. Sağlık alanındaki önemli gelişmeler bizleri ziyadesiyle mutlu etmektedir. Bundan sonraki süreçte de Tıp Fakültemiz vesilesiyle ilimizi sağlık hizmetleri alanında en iyi yerlere getirmek için çalışmalarımız aralıksız devam edecektir. Böyle önemli ameliyatları yapma başarısı gösteren kıymetli hocamız Prof. Dr. Ömer Faruk Doğan ve ekibini kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.” dedi.