Sevgili Dostlar, bu yazımızda Cemil Meriç’in ifadesiyle “ Biz masalları olan bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikayeleri anlatıldı.

Artık kendi hikayemizi yazma zamanıdır. Şiarının ne kadar güzel bir tespit olduğunu bizcileyin ifade etmeye çalışacağız.

Kendi erenlerimizden uzak farklı bir iklimin gayri ihtiyari teneffüsü bizde şuursuz bir hava estiriyor. Pusulası olmayan yolculuk engin sularda karaya oturuyor. Üstadın ifadesiyle harita var fakat pusula yok.

Maddi yeterlilik hiçbir zaman insan mefhumunda karşılığını bulamıyor.

Bu meyanda her hikmetli söz fertte nakıs kalıyor.

Bu kaotik ortamdan kurtulabilmek için tarihe müspet manada damga vurmuş Anadolu medeniyetinin dinamiklerini insanımıza göstermek gerekiyor. Ancak bu sayede “İflah olmaz eğitim sistemimiz” felaha erer.

Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaşı Veli gibi nadide şahsiyetlerin eserlerini öğrencilerimizin dimağlarına bir nakkaş hassasiyetiyle nakşetmeliyiz. Hakikat sırlarını Hacı Bektaş Yüreğin sağ kulağında yedi kale vardır. Bunlarında yedi muhafızı vardır:

İlk muhafız İlimdir

İkinci muhafız cömertliktir

Üçüncü muhafız hayadır

Dördüncü muhafız sabırdır

Beşinci muhafız perhizkardır

Altıncı muhafız korkudur

Yedinci muhafız edeptir”

Yedi madde böylece özetliyor. Her şeyin bir oluşum evresi olduğu gibi insanında oluşum hikayesini böyle tarif eder. Ve mutlak doğru yoktur, pervasızlığına 13.yüzyıldan meydan okur.

Sevgili okurlarım, doğruyu çok uzaklarda aramaya gerek yok. Kalbimize bakmamız kafi..

Selam ve dua ile...