6. Sonra onlara karşı size tekrar (galibiyet ve zafer) verdik; servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; sayınızı daha da çoğalttık.

7. Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid'e (Süleyman Mâbedi'ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık).

Ebü Hüreyre' den rivayet edildiğine göre, Resülullah (sav) şöyle

buyurmuştur: "Harp, hiledir."

(M4540 Müslim, Cihad, 18; B3030 Buharı, Cihad, 157)

8. Belki Rabbiniz size merhamet eder; fakat siz eğer yine (fesatçılığa) dönerseniz, biz de sizi yine cezalandırırız. Biz cehennemi kâfirler için bir hapishane yaptık.

Süleyman b. Büreyde, babasının şöyle dediğini naklediyor: "Resülullah (sav) bir orduya veya birliğe kumandan tayin ettiği zaman öncelikle ona Yüce Allah'tan sakınmasını ve beraberindeki Müslümanlara iyi

davranmasını tavsiye ettikten sonra şöyle derdi: 'Allah yolunda Allah'ın adıyla savaşın! Allah'ı inkar edenlerle çarpışın! Savaşın, ama ganimet malına ihanet etmeyin. Ölülere (uzuvlarını keserek) müsle yapmayın! Çocukları öldürmeyin ! .. "'

(M4522 Müslim, Cihad ve siyer, 3)

9. Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.

10. Ahirete inanmayanlara gelince, onlar için de elemli bir azap hazırlamışızdır.

11. İnsan hayrı istediği kadar şerri de ister. İnsan pek acelecidir!

Şeddad b. Evs şöyle demiştir: "İki hususu Resülullah'tan (sav) öğrendim. O buyurdu ki, 'Allah her işte ihsanı (güzel ve zarif davranmayı) emreder.

(Savaşta/yahut hayvan boğazlarken dahi) öldürmeyi en güzel biçimde (acı çektirmeden ve hunharca görüntülere meydan vermeden) yapın ..."'

(M5055 Müslim, Sayd, 57; D2814 Ebü Davüd, Dahaya, 10, 1 1)

12. Hem Biz geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık. Baksanıza, gecenin ayetini gideriyor ve (onun yerine) gündüzün ayetini bir ışık kaynağı olarak getiriyoruz ki; hem Rabbinizin lutfundan (size düşeni) arayasınız, hem de (geçip giden) yılların sayısının ve (gelmesi kaçınılmaz olan) hesabın farkına varasınız. İşte Biz, (ibret almanız için gerekli olan) her şeyi açık ve net olarak önünüze koymuş bulunuyoruz.

Ebü Musa'nın naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

"Esiri özgürlüğüne kavuşturun, davet edenin (davetine) katılın,

hastayı ziyaret edin."

(B5 174 Buharı, Nikah, 72)

13-Öte yandan, Biz her insanın kaderini (kendi) boynuna dolamışızdır; öyle ki, Kıyamet Günü onun önüne, her şeyi açık açık kaydedilmiş bulacağı bir sicil çıkaracağız;

Mus'ab b. Umeyr'in kardeşi Ebü Aziz b. Umeyr anlatıyor:

"Bedir günü esirler arasındaydım. Resülullah (sav), 'Esirlere iyi davranın!' buyurdu. Ben bir ensar grubunun elinde esirdim. Ensar, Resülullah'ın emrine uyarak sabah ve akşam ekmek ve yemeklerini bana ikram ederler, kendileri de hurmayla yetinirlerdi."

(MK19497 Taberani, el-Mu'cemü'l-kebir, XXII, 393)

13. Ve Biz, her bir insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık. Nitekim Kıyamet Günü onun önüne, (dünyada yapıp ettiği) her şeyi kayıtlı bulacağı bir sicil koyacak (ve diyeceğiz ki):

14. "Oku sicilini! Bugün kendi hesabını görmek için sen sana yetersin!"

15. Kim doğru yola yönelirse, iyi bilsin ki o sadece kendisi lehine yönelmiş olacaktır; kim de saparsa, unutmasın ki o da yalnızca kendi aleyhine sapmış olacaktır: zira hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu taşımaz; üstelik Biz, bir elçi gönderinceye kadar asla (bir toplumu) azaba sürüklememişizdir.

Ebu Eyyüb anlatıyor: Resülullah'ın (sav) şöyle dediğini işittiim: "Her kim (esirler arasındaki) anne ile çocuğunu birbirinden ayırırsa Allah da o kimseyi kıyamet gününde sevdiklerinden ayırır."

(Tl566 Tirmizt, Siyer, 17; HM23895 İbn Hanbel, V, 413)

16. Biz bir memleketi helak etmek istediğimiz de, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşılarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz.