Gerek uluslararası sözleşmeler gerekse mevcut milletlerarası özel hukuk çerçevesinde bakıldığında her şeyden önce olanın acil suçüstü hallerinde acil durumlarda yargılamanın yaşandığı ülke hukukuna göre yapılması gerektiğine vurguda bulunan Avukat Saya, şu ifadeleri kullandı;

“Konsoloslukların dokunulmazlığı söz konusu adeta bir yabancı ülke kendi ülkelerinin bir toprak parçası gibi değerlendirilmekte ama bizim gerek uluslararası sözleşmeler gerekse mevcut milletlerarası özel hukuk çerçevesinde baktığınız zaman her şeyden önce olanın acil suçüstü hallerinde acil durumlarda böyle bir engel söz konusu değil. Nihayetinde bu suç bizim ülkemizde işlendi baktığınız zaman Kaşıkçı’nın özellikle Türkiye'deki konsolosluğa Türkiye'deki Suudi Arabistan Konsolosluğuna yönlendirildiği görülüyor. Acı olan şu tabii ki elimizde bir vatandaş olarak delillerimiz yok. Ama gerek savcılık boyutuyla gerek iktidar partisi düzeyinde baktığınız zaman yetkili kişilere yaklaşık nişanlısı tarafından olaydan yani konsolosluğa giriş saatinden itibaren 2-3 saat içerisinde bütün birimleri ulaşılmış durumda. Yani gerek emniyet gerek baktığınız zaman istihbarat gerek Cumhurbaşkanlığı boyutunda dahil ses kayıtlarının olduğu beyan ediliyor görüntü kayıtlarını olduğu beyan ediliyor. Bu uluslararası boyutta gerçekten bizim sosyal hukuk devleti olma noktasına veya gelişmekte olan bir ülke olarak değerlendirilmemiş arzu edilirken geri kalmış ülkelerde ki o tek adam rejimlerinin krallıkların krallıklarla bizi aynı duruma sokan bir durum. Biz hukuk devleti olmaktan asla vazgeçmemeliyiz ve ülkemizin uluslararası platformlarda temsilcinin artı bize bakış açısı noktasında kalkıp geri kalmış ülkelerle aynı kefeye koymamak istemiyoruz. Bundan gerek hukuk camiası gerekse muhalefeti ile iktidarıyla hepimiz rahatsız olmalıyız. Neden cinayetin işlemleri Türkçe olarak seçildi? Neden istihbaratlar cumhurbaşkanlığını devletin üst en üst makamlarına bu olay intikal ettirilmesine rağmen gerekli önlemler alınmadı? Neden buraya gelen uçakla gelen sanıkların faillerin elini kolunu sallaya sallaya kaçmasına gitmesine izin verildi? Neden konsolosluktaki arama Suudi Arabistan Konsolosluğunca aramaya muvafakat edilmesine rağmen 10 günden sonra yapıldı. Bunların hepsi birer soru işareti. Dolayısıyla yani biz dışarıya karşı elbette milli birlik ve bütünlük noktasında iyi bir görüntü vermemiz gerekiyor. Bunu anlıyorum ama bu birlik beraberlik görüntüsü kendi içimizde eksiklikleri değerlendirme kendi içimizde eleştiri kültürünü oturtma kendi içimizde hukuki sorgulamaya engel olmamalı diye düşünüyorum.

-Yargılamalar Bizim Yargımız Tarafından Yerine Getirilmeli

Yargılamaların Türkiye’de yapılmasına vurguda bulunan Hukukçu Saya, bu konuda milli duygular ile hareket edilmesi gerektiğini belirterek şu şeklide konuştu;
“Bu noktada da ben evet sanıklar yani o elini kolunu sallayıp gidenler zaten yargılanmalı ve bu suç burada işlenmiş durumda yargılamalar bizim yargımız tarafından yerine getirilmeli diye düşünüyorum. Kesinlikle o elini kolunu sallayıp giden faillerin iadesi istenmeli ama en önemlisi de bu cinayetin işlenmesine göz yumanların görevini ihmal eden veya görevini savsaklayan bilinçli veya bilinçsiz herkesin sorgulanması ve yargının sorumlu kişilere ulaşmasında dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu bizim medeni ülkeler nezdinde güvenilir ülkeler olma kriterinde gerçekten sicilimize fazlasıyla bozacak bir durum ve şunu söylüyorum; İnsan insan olduğu için kıymetlidir. Kalkıp normalde elbette devleti devlet hata yaptı şeklinde değerlendirmekten ziyade devletimiz adına Türkiye Cumhuriyeti adına birileri yanlış yapıyorsa, tam tersini milli duygular adına dahi olsa hepimiz milliyetçiyiz, hepimiz ülkemizi seviyoruz milleti millet yapan olgun bir arada yaşama geçmişte bir arada yaşamış ve gelecekte bir arada yaşama azim ve olgusudur diye düşünüyorum. Biz birlikte medeni ülkeler arasında yaşamak istiyoruz ve bunun olabilmesi için de evet milliyetçi duygular ile hareket etsin. Biz ülkemizi seviyoruz ülkemizin kara listeye alınmasını istemiyoruz. Bu noktada da ülkemizi sevdiğimiz için bu olayın üzerine gidilmesi gerekir. Hukuki platformdan Suudi Arabistan savcılığının Türkiye ziyaretinin de hiçbir veri bizlerle paylaşılmadı. Bu noktada Adalet Bakanlığının gerçekten herhangi bir bilgi aktarımı olmamasından kaynaklı karşılıklı ziyaretlerle zaman kaybedilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Uluslararası boyutta bu olaya sahip çıkılması ve bir ülkenin normalde karnesinden ziyade bir yaşamın garantörü olması gereken devletin görevini ihmalinden kaynaklı uluslararası boyutta ya katılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bir can gitmiştir. Her şeyden önce bir muhalif gitmiştir. Her şeyden önce ve gelecekte bizim ülkemizdeki muhaliflerin akıbetinin soru işareti ile karşılanmaması ve hukukun üstünlüğünün sağlanması üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğünün sağlanması noktasında kamuoyuna gerekli verilmesi noktasında da ben bu olayın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir hukuk devleti olma yolunda bir sınav veriyoruz. Bu sınavı da geçebilmemiz için bu olayın üzerine acil bir şekilde girmeli ve ihmali olan insanlarda yargıya ve milletimize karşı hesap vermelidir diye düşünüyorum.”