Bayraktar, Birlik Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Şubat ayında fiyatlarda meydana gelen değişimleri, 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi konusundaki görüşlerini kamuoyuyla paylaştı.
Konuşmasının başında Afrin’de devam eden Zeytin Dalı Operasyonu’na değinen Bayraktar, “Öncelikle 5 milyona yakın çiftçimiz adına, Afrin’de Zeytin Dalı Operasyonu’nu başarıyla yürüten kahraman askerlerimizin sonuna kadar yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum.Bu ülke için gözünü kırpmadan şehadet makamına ulaşan bütün kahramanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum” dedi.
Bayraktar, basın toplantısında, son günlerin gündemde en çok yer alan konusu şeker fabrikalarının özelleştirilmesine de değindi.
“Bilindiği gibi, Türkşeker'in, Afyonkarahisar, Alpullu, Bor, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Turhal ve Yozgat’tan oluşan 14 fabrikasının özelleştirilmesiyle ilgili ihale ilanı, 21 Şubat 2018 tarihli Resmi Gazete’de yer aldı ve özelleştirme süreci başladı” diye konuşan Bayraktar, şunları söyledi:
“Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi olayına,basit bir özelleştirme işlemi gibi bakamayız. Şekerin stratejik bir ürün olduğunu,şekerin hammaddesi pancar üretiminin çiftçimiz açısından hayati bir tarımsal faaliyet olduğunu göz ardı edemeyiz. 
Şeker pancarı tarımı ve şeker üretimi 1926 yılından bu yana ülkemiz tarımının vazgeçilmez konularından biri olmuştur. 81 milyonu bulan genç, dinamik ve artış hızı yüksek bir nüfusa sahibiz. Ülkemizde 5 milyonu aşkın mülteci, sığınmacı ve yabancı yaşıyor. 40 milyona yakın turist ülkemizi ziyaret ediyor. Bütün bunlar şeker talebini olağanüstü artıran unsurlardır.Ülkemizde, yaklaşık olarak 2 milyon ton şeker üretilirken, 2,1 milyon ton da şeker tüketilmektedir. Bu talebin karşılanması gerekiyor.
Nitekim ülke çapında 3,4 milyon dekar alanı şeker pancarı üretimi için ayırıyoruz.Ülkemizde 2017 yılında 20,8 milyon ton şeker pancarı üretildi.Şeker pancarı üretimi yapan çiftçi sayımız 500 bine yakındı. Bu rakam günümüzde 105 bine kadar indi. Mekanizasyonun yüzde 80’lere ulaşmasına rağmen, emek yoğun bir bitkisel üretim alanı olan şeker pancarında, üretim sezonunda her gün, üretici çiftimiz ve mevsimlik işçilerle birlikte 170 bine yakın kişi emek sarf etmektedir.
Pancar tarımı çiftçimiz açısından önemlidir.Katma değeri yüksek bir üründür. Ayrıca hemen her şeyi değerlendirilmektedir. Posası, yaş ve melaslı kuru küspesi ucuz hayvan yemi olarak kullanılmakta, hayvancılık açısından da önem taşımaktadır.
Bunların yanı sıra, şeker pancarı çevreci bir bitkidir. Oksijen üretimi açısından önemlidir. Birim alanda orman alanlarından üç kat daha fazla oksijen üretmektedir. Şeker pancarı, toprağı da organik madde açısından zenginleştirmekte, münavebeli tarımda ekilecek diğer ürünlerde de verim artışına sebep olmaktadır.
Diğer taraftan küçük aile işletmeciliği şeklinde yapılan pancar üretimi, kırsalda üretimin sürdürülmesi, göçün önlenmesi ve genç nüfusun tutulması açısından da önem taşımaktadır.”

- ÖZELLEŞTİRİLECEK 14 FABRİKA, 1575 KÖYDE, 47 BİN 758 ÇİFTÇİMİZDEN PANCAR ALIMI YAPIYOR

Özelleştirilecek 14 fabrikanın1575 köyde, 1,25 milyon dekar alanda üretimini sürdüren 47 bin 758 çiftçiden pancar alımı yaptığına dikkati çekin Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yine bu 14 fabrikada, 4 binin üzerinde çalışanla, 7 milyon ton şeker pancarı işlenmekte ve 947 bin ton şeker, 322 bin melas, 2 milyon 74 bin ton yaş küspe üretilmektedir. Bu rakamlar ihmal edilecek, vazgeçilecek rakamlar değildir. Sendikaların bu konudaki endişe ve sıkıntılarına katılıyoruz.Biz de çiftçimiz açısından endişeliyiz. Geçen hafta Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızdan randevu talebimiz oldu. Hem Cumhurbaşkanımız hem de Başbakanımızla bu konuyu görüşmeyi arzu ediyoruz. Ülkemizde yem maliyetleri de göz önünde tutulduğunda,hayvancılığımız açısından çok önemli, ucuz bir kaynak olan şeker pancarı üretiminin aksatılmadan sürdürülebilmesi bu fabrikaların üretime devam etmesine bağlıdır. 
Devlete ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ülkemizdeki şeker pancarı üretimini büyük oranda etkileyecektir. Pancar şekerinin sağlık açısından önemi de bütün uzmanlar tarafından öne sürülmektedir. Nişasta bazlı şeker üretiminde şu anda yüzde 10 üretim kotası bulunmaktadır. Bu kota, Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde 50 oranında artırılabilmektedir. Halen 2 milyon 504 bin ton A ve B pancar şekeri kotası, 265 bin ton nişasta bazlı şeker kotası bulunmaktadır. Ancak merdiven altı üretim de dikkate alındığında nişasta bazlı şeker üretiminin fiiliyatta daha da fazla olduğu tahmin edilmektedir.”

- ŞEKER CARGİLL GİBİ YABANCI ŞİRKETLERİN TEKELİNE BIRAKILACAK BİR ÜRÜN DEĞİLDİR

Nişasta bazlı şeker üretiminde, yüksek yoğunluklu tatlandırıcılarda olduğu gibi yabancı şirketlerin ağırlığının bulunduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:
“Hem nişasta bazlı hem de yüksek yoğunluklu tatlandırıcılarda, yüksek kar paylarının ülke içinde kalmaması ve yurtdışına transfer edilmesi de önemli bir ekonomik kayıptır.
Şeker stratejik bir üründür. Dışa bağımlı olunacak bir ürün değildir. Yerli üretimi korumaktan başka çare de yoktur.Cargill gibi yabancı şirketlerin inisiyatifine, tekeline bırakılacak bir ürün değildir. Özelleştirmenin çözüm olmadığı daha önce başka alanlarda yapılan uygulamalarda da görülmüştür. Nitekim Maliye Bakanımız Sayın Naci Ağbal, 2016 yılında Çorum’da yaptığı bir konuşmada, ‘şeker sektörünün özelleştirilmesi, özelleştirme programında olan birçok şirketin özelleştirilmesinden çok farklı. Benim kanaatim bu. Yani TÜPRAŞ’ı özelleştirebilirsiniz, orada bir şirket var. Onun altında tarım üreticisi yok. Türk Telekom’u özelleştirebilirsiniz ama iş şeker fabrikalarının özelleştirilmesine geldi mi bu konuyu 40 kere düşünmemiz lazım’ demişti. Sayın Bakanın bu açıklamasına katılıyorum.Altına imzamı da atarım.Evet doğrudur. TÜPRAŞ ve Telekom’un arkasında 47-48 bin çiftçi ailesi bulunmamaktadır. 
Sayın Bakana sesleniyorum; ‘sözlerinizin arkasında durmanızı ve gereğini yapmanızı bekliyoruz. Lütfen gereğini yapın’.”

- BİZ, SEKTÖRE BİR BÜTÜN OLARAK BAKILMASINDAN YANAYIZ

Bir bütün olarak bakıldığında şeker fabrikalarının zarar etmediğini, bazı fabrikaların yatırım eksikliğinden kaynaklanan zararlarının diğer fabrikalar tarafından telafi edildiğine dikkati çeken Bayraktar, şöyle dedi:
“Biz, sektöre bir bütün olarak bakılmasından yanayız. Bunun çiftçi, fabrika çalışanı, tüketici ayağı bulunmaktadır.Yarattığı katma değer ve kamu yararı unsuru da göz ardı edilemez. Şeker üretim tüketim dengesine, artan nüfusa baktığımızda, hem şeker pancarı hem şeker üretimi artırılmalıdır. Gelişmiş ülkelerde görüldüğü gibi çiftçi örgütleri, çalışan ve kamunun içinde yer aldığı yeni bir yapılanma modeliyle bu fabrikalar yaşatılmalıdır. Teknoloji açısından güçlendirilmeli, çalışan sayısı artırılmalı, gerekli yatırımlar yapılmalıdır.Şeker pancarı üretiminde destekler artırılmalıdır.”

-ÜRETİCİ-MARKET FİYATLARI

Bayraktar, Şubatayında, markette41ürünün 24’ündefiyat artışı,10’unda fiyat azalışı,üreticilerde ise 33 ürünün 12’sindefiyat artışı, 9’unda ise fiyat azalışı görüldüğünü, markette 7 üründe, üreticide 12üründe fiyatların değişmediğini bildirdi.
Şubat ayında fiyatı en fazla artan ürünün, marketlerdekarnabahar, üreticilerde ise sivri biber, fiyatı en fazla düşen ürünün ise marketlerde ve üreticilerde lahana olduğunu belirten Bayraktar, şunları söyledi:
“Şubatayında market fiyatlarındapırasa, nohut, kuru üzüm, süt, mısırözü yağı, tavuk eti ve portakal fiyatında değişim görülmezken, fiyat düşüşüyüzde 21,8ile en fazla lahanadameydana gelmiştir. Lahanadakifiyat düşüşünü, yüzde 13,7 ile ıspanak,yüzde12,1 ile patates,yüzde 3,2 ile domates,yüzde 3,1 ile kuru soğan,yüzde 2,7 ile kuru fasulye, yüzde 1,8 ile beyaz peynir,yüzde 1,6 ile kaşar peyniri,yüzde 1,6 ile yumurta, yüzde 1,4 ile kırmızı mercimek izledi. Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 38,5 ilekarnabahardagörüldü. Karnabahardakifiyat artışını,yüzde 25,4 ile sivri biber,yüzde 14,0 ile elma,yüzde 10,7 ile havuç,yüzde 8,3 ile kuru kayısı,yüzde 7,1 ile salatalık,yüzde 6,8 ile kabak, yüzde 5,3 ile kuru incir, yüzde 5,3 ile marul, yüzde 5,2 ile Antep fıstığı,yüzde 4,3 ile yeşil soğan,yüzde 4,2 ile patlıcan,yüzde 3,7 ile maydanoz,yüzde 3,0 ile kuzu eti,yüzde 2,7 ile zeytinyağı,yüzde 2,2 ile tereyağı, yüzde 2,1 ile dana eti, yüzde 2,0 ile limon, yüzde 1,2 ile pirinç, yüzde 1,0 ile ayçiçeği yağı,yüzde 0,9 ile iç fındık, yüzde 0,8 ile yeşil mercimek, yüzde 0,8 ile toz şeker,yüzde 0,5 ile yoğurt takip etti.”

-ÜRETİCİ FİYATLARI

Şubatayında üretici fiyatlarında, maydanoz, portakal, limon, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir ve zeytinyağı fiyatında değişim meydana gelmezken,lahana yüzde 21,1azalmayla fiyatı en fazla düşen ürün olduğunu bildiren Bayraktar, “Lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 6,8 ile patates,yüzde 6,0 ile kabak,yüzde 5,6 ile pırasa,yüzde 5,1 ile domates,yüzde 4,8 ile kuru soğan, yüzde 3,4 ile ıspanak,yüzde 1,9 ile kuru üzüm, yüzde 1,4 ile yumurta izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 30,8ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdekifiyat artışınıyüzde21,9 ile patlıcan, yüzde 12,7 ile Antep fıstığı, yüzde 12,5 ile havuç, yüzde 11,9 ile karnabahar, yüzde 9,1 ile iç fındık, yüzde 8,9 ile yeşil soğan,yüzde 7,0 ile salatalık, yüzde 6,2 ile süt,yüzde 4,0 ile kuzu eti,yüzde 3,5 ile marul,yüzde 2,6 ile dana eti takip etti.”dedi.

-ÜRETİCİ-MARKET FİYAT FARKI

Şubat ayındaüretici ve market arasındaki fiyat farkında,lahananınyüzde 384,7ile ilk sırayı aldığını vurgulayan Bayraktar, “Lahanayı yüzde 353,3 ile portakal, yüzde 307 ile karnabahar, yüzde 288,5 ile kuru kayısı izledi.Lahana 4,8 kat, portakal4,5 kat, karnabahar 4,1 kat, kuru kayısı 3,9 katfazlaya tüketiciye ulaştı. Bugün üreticide25 kuruş olan lahana markette 1 lira 21 kuruşa satılıyor.60 kuruş olan portakal 2 lira 72 kuruşa,75 kuruş olan karnabahar 3 lira 5 kuruşa,9 lira olan kuru kayısı34 lira 97 kuruşa,71 kuruş olan pırasa 2 lira 68kuruşa,34 kuruş olan maydanoz ise 1 lira 28 kuruşa, 50 kuruş olan kuru soğan 1 lira 79 kuruşafiyat buluyor” diye konuştu.

-FİYAT DEĞİŞİMLERİNİN NEDENLERİ

Üretici fiyatlarında,sivri biber, patlıcan, salatalık gibi ürünlerde yaşanan talep artışının, fiyatlarda yükselişe yol açtığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Antep fıstığında rekoltede yaşanan düşüş fiyatları etkiledi. Karnabaharda bazı yerlerde hasadın sonuna gelinmesiyle birlikte ürün fiyatı arttı. Yeşil soğan, marul gibi ürünlerdeki az miktarda görülen artış mevsimsel özelliklerden kaynaklandı. Sütte meydana gelen artış,Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği yeni fiyattan kaynaklandı.
Fiyat düşüşlerine baktığımızda, lahanada talepteki daralma fiyatları düşürdü. Patateste piyasalardaki durgunluk fiyatları etkiledi. Patateste ihracat iadesi verilmesiyle ilgili talebimiz, başta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız olmak üzere hükümet yetkililerine iletildi. Patates üreticimiz dört gözle ihracat iadesini bekliyor. Patateste olduğu gibi kuru soğanda da talebin yavaş olması fiyatları düşürdü. Kabak ve domateste havaların iyi gitmesi sonucu seralarda ara dönem yaşanmaması ve üretimin sürmesi fiyatlara yansıdı. Ispanak ve pırasada hasat dönemi olması fiyatları etkiledi.”