Çünkü KUR'AN dışındaki rivayet kaynaklı bilgiler bizi farkında olmadan ALLAH'ın yolundan saptırabiliyor.

Bu yüzden Rabbimiz bize:

''Yalnızca KUR'AN'a uyun. Diğer yollar sizi ALLAH'ın yolundan saptırır (Enam 153) buyuruyor.

Örneğin Resulullah'ı KUR'AN'dan tanımayan bir insan kimi cemaat ve tarikat veya benzeri oluşumlara aldanarak kendi gibi bir beşeri ilahlaştırıp ŞİRK'e bulaşabiliyor.

Şimdi ayetler ışığında sorgulayalım...

''Bizim mucizeler göndermemize yalnızca önceki toplumların onları yalanlamış olmaları engel oldu.

(İsra 59)'' ayeti dururken,

Ve Resulullah:

''Mucizeler ancak Allah’ın katındadır.

Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım (Ankebut 50) derken,

Bu ayetleri okuyan birinin şeyhlerin, gavsların mucize ve keramet palavralarına kanması mümkün mü?

''Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum (Ahkaf 9)'' diyen bir Nebi varken, bizim gibi aciz birer beşer olan birilerinin şefaat palavralarına aldanmak mümkün mü ?

Üstelik Nebilerin de hesaba çekileceği bildirilmişken (Araf 6)

''Onlara (arzularına göre) bir âyet getirmediğin zaman, derleyip toplasaydın ya derler, sen de de ki; ben ancak Rabbimden bana ne vahyolunuyorsa ona uyarım (Araf 203)'' ayeti dururken hadisler de KUR'AN ile birlikte kaynaktır demek mümkün mü ?

''Ben ancak Rabbime yalvarırım.

Ben size ne bir zarar, ne de bir yarar dokundurma gücüne sahibim (Cin 21/22) ayeti dururken, ALLAH'tan başkasından medet umup Şefaat ya Resulullah, yetiş ya gavsım, yetiş efendim diye yalvarmak mümkün mü ?

''Ben gaybı bilmem (Enam 50)'' diyen bir Nebi varken, gayblardan haber verdiği iddia edilen şarlatanlara aldanmak mümkün mü ?

''Ben de sizin gibi bir insanım (Fussilet 6)'' diyen bir Nebi varken uzay mekiği düşüren, depremlerin yönünü değiştiren, ete kemiğe bürünmüş Allah'lık iddia eden soytarılara aldanmak mümkün mü ?

''Allah seni affetsin (Tevbe 43)'', ''Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan bağışlanma dile. Şüphesiz O tevbeleri kabul edendir (Nasr 3)'' ayetini okurken, günahsız ve cennetlik diye yutturulan sözümona şeyhlere, velilere aldanmak mümkün mü ?

''Biz Allah’ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız (Bakara 285)'' ayeti dururken, Nebi as'a atfedilen ''o olmasaydı alem yaratılmazdı'' safsatasına aldanmak mümkün mü ?

''Ey Nebi! Eşlerinin rızasını arayarak Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun. Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir. (Tahrim 1)'' ayetini okuyan birinin Nebi as. helal haram hükmü verebilir demesi mümkün mü ?

Bu örnekleri yazmakla bitiremeyiz.

Bizlere düşen dinimizi KUR'AN'dan öğrenip, önce varsa içimizdeki uydurulmuş dinin hurafelerinden arınmak, sonra da duyurabildiklerimizi uyarıp arınmalarına yardımcı olmaya çalışmaktır.

Hak gelecek, batıl yok olacak.

Ve uydurulmuş din yıkılacak inşaAllah...

Selam olsun ALLAH'ın ayetlerine inananlara.. (Enam 54)

Resulullah (sav) in bizlere bıraktığı tek kutsal emanet KUR'AN'dır.

O; ''ben size KUR'AN'ı bırakıyorum'' dedi,

hırkamı demedi.

O; putları yıkmak ve dini şirk'ten arındırmak için gönderilen bir Nebi idi.

Risaleti boyunca insanları ALLAH'a ve O'nun indirdiği tevhidi inanca, hak dine davet etti.

Ve tevhid inancına göre kulluk yalnız ALLAH'a yapılır, dua ve yardım da yalnız ALLAH'tan dilenirdi (Fatiha 5)

O; dini yalnız ALLAH'a has kılarak (Zümer 2),

ALLAH'ın hakkında ayet indirmediği bir şeyi dine sokmaz ve hiç birşeye kutsallık atfetmezdi (Araf 33).

O; Allah ile birlikte başka hiç birşeye yalvarıp, dua edip, yardım dileyip ilahlaştırmayın (Kasas 88),

Ben de sizin gibi ancak bir beşerim.

İlâhınız ancak tek bir ilâhtır.

Onun için her kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse iyi amel işlesin ve Rabbine yaptığı kulluğa hiç kimseyi ve hiç birşeyi ortak etmesin (Kehf 110) dedi.

Hal böyleyken O'nun hırkasını kutsallaştırıp, pulaştırmak da neyin nesi ?

Hırkasını putlaştırıp medet ummak Resulullah'ın misyonuna, vizyonuna velhasılı zatına ihanet değilse nedir ?

O'nun hırkasını kutsayıp, putlaştırıp ondan medet beklemenin, eski din bilginlerinin putlarını yapıp kutsayan ve onlardan medet uman Mekkeli müşriklerden farkı nedir ?

Allah’ı bırakıp da kendisine hiç bir cevap veremeyecek olan şeylere dua eden, ondan medet bekleyen kimseden daha sapık kim olabilir (Ahkaf 5)?

O'nun hırkasını kutsayanlar

Resulullah'ın hatırasıyla yaşamayı, kendisiyle yaşamaya tercih edenlerdir.

O'nun hırkasını kutsamak,

O'nun ardından ağlamayı, O'nu önünde görmeye tercih etmektir.

O'nun hatıralarını, O'nun misyonundan daha çok sevmektir.

O'nu kutsamak, efsaneleştirmek, O'nun hatıraları ile yaşamayı, O'nunla dost olarak yaşamaya tercih etmektir.

Oysa O KUR'AN'a göre;

Hayatın aktif, kurucu, inşa edici öznesidir.

Emanetleri değil misyonu kutsaldır.

Kendisi vefat etse de, misyonu ölümsüz olandır.

Velhasılı O KUR'AN'ın aynasıdır.

VE O'nun çağlara taşınması gereken kutsal emaneti sakalı veya hırkası değil, mü'minler için en güzel örnek olan hayatıdır.

Resulullah (sav) in bizlere bıraktığı tek kutsal emanet KUR'AN'dır.

O; ''ben size KUR'AN'ı bırakıyorum'' dedi,

hırkamı demedi.

O; putları yıkmak ve dini şirk'ten arındırmak için gönderilen bir Nebi idi.

Risaleti boyunca insanları ALLAH'a ve O'nun indirdiği tevhidi inanca, hak dine davet etti.

Ve tevhid inancına göre kulluk yalnız ALLAH'a yapılır, dua ve yardım da yalnız ALLAH'tan dilenirdi (Fatiha 5)

O; dini yalnız ALLAH'a has kılarak (Zümer 2),

ALLAH'ın hakkında ayet indirmediği bir şeyi dine sokmaz ve hiç birşeye kutsallık atfetmezdi (Araf 33).

O; Allah ile birlikte başka hiç birşeye yalvarıp, dua edip, yardım dileyip ilahlaştırmayın (Kasas 88),

Ben de sizin gibi ancak bir beşerim.

İlâhınız ancak tek bir ilâhtır.

Onun için her kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse iyi amel işlesin ve Rabbine yaptığı kulluğa hiç kimseyi ve hiç birşeyi ortak etmesin (Kehf 110) dedi.

Hal böyleyken O'nun hırkasını kutsallaştırıp, pulaştırmak da neyin nesi ?

Hırkasını putlaştırıp medet ummak Resulullah'ın misyonuna, vizyonuna velhasılı zatına ihanet değilse nedir ?

O'nun hırkasını kutsayıp, putlaştırıp ondan medet beklemenin, eski din bilginlerinin putlarını yapıp kutsayan ve onlardan medet uman Mekkeli müşriklerden farkı nedir ?

Allah’ı bırakıp da kendisine hiç bir cevap veremeyecek olan şeylere dua eden, ondan medet bekleyen kimseden daha sapık kim olabilir (Ahkaf 5)?

O'nun hırkasını kutsayanlar

Resulullah'ın hatırasıyla yaşamayı, kendisiyle yaşamaya tercih edenlerdir.

O'nun hırkasını kutsamak,

O'nun ardından ağlamayı, O'nu önünde görmeye tercih etmektir.

O'nun hatıralarını, O'nun misyonundan daha çok sevmektir.

O'nu kutsamak, efsaneleştirmek, O'nun hatıraları ile yaşamayı, O'nunla dost olarak yaşamaya tercih etmektir.

Oysa O KUR'AN'a göre;

Hayatın aktif, kurucu, inşa edici öznesidir.

Emanetleri değil misyonu kutsaldır.

Kendisi vefat etse de, misyonu ölümsüz olandır.

Velhasılı O KUR'AN'ın aynasıdır.

VE O'nun çağlara taşınması gereken kutsal emaneti sakalı veya hırkası değil, mü'minler için en güzel örnek olan hayatıdır.